Kalu nürıdü en ne´küle minha ve tatmeinne kulubüna ve na´leme en kad sadaktena ve nekune aleyha mineş şahidın
Kâlû nurîdu en ne’kule minhâ ve tetmainne kulûbunâ ve na’leme en kad sadaktenâ ve nekûne aleyhâ mineş şâhidîn(şâhidîne).
A. GÖLPINARLI :
Demişlerdi ki: İstiyoruz ki o yemekten yiyelim, kalplerimiz tam bir inanca ulaşsın ve bilelim ki sen bize doğru söylüyorsun ve buna da tanık olalım biz.
ADEM UĞUR :
Onlar "Ondan yiyelim, kalplerimiz mutmain olsun, bize doğru söylediğini (kesin olarak) bilelim ve ona gözleriyle görmüş şahitler olalım istiyoruz" demişlerdi.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Havarîler şöyle dediler: “- İstiyoruz ki, ondan yiyelim, kalblerimiz yatışsın ve senin bize doğru söylediğini bilelim. Böylece mûcizelere şâhidlik edenlerden olalım.”
BEKİR SADAK :
«ndan yemeyi, kalblerimizin kanmasini ve senin bize dogru soyledigini bilmeyi, ona sahid olmayi istiyoruz» dediler.
CELAL YILDIRIM :
Havariler, «ondan yemeği, kalbimizin yatışmasını ve senin de bize doğruyu söylediğini bilmeyi, onun üzerine şahitlerden olmayı arzu ediyoruz da (ondan bu istekte bulunuyoruz),» diyerek (samimiyetlerini) belirtmişlerdi.
DİYANET :
Onlar, “İstiyoruz ki ondan yiyelim, kalplerimiz yatışsın. Senin bize doğru söylediğini bilelim ve ona, (gözü ile) görmüş şahitlerden olalım” demişlerdi.
DİYANET VAKFI :
Onlar «Ondan yiyelim, kalplerimiz mutmain olsun, bize doğru söylediğini (kesin olarak) bilelim ve ona gözleriyle görmüş şahitler olalım istiyoruz» demişlerdi.
DİYANET İSLERİ :
"Ondan yemeyi, kalblerimizin kanmasını ve senin bize doğru söylediğini bilmeyi, ona şahid olmayı istiyoruz" dediler.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Biz dediler: İstiyoruz ki ondan yiyelim kalblerimiz itmi´nan bulsun da senin bize doğru söylediğini bilelim ve ona şehadet edenlerden olalım
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Onlar: «Biz istiyoruz ki ondan yiyelim, kalplerimiz mütmain olsun da senin bize doğru söylediğini bilelim ve onu -Allah´ın indireceği sofrayı- bizzat görenlerden olalım.» dediler.
GÜLTEKİN ONAN :
(Bu sefer havariler:) "Ondan yemek istiyoruz, kalplerimiz tatmin olsun; senin de gerçekten bize doğru söylediğini bilelim ve buna şahidlerden olalım" demişlerdi.
H. BASRİ ÇANTAY :
(Şöyle) dediler: «Diliyoruz ki biz de ondan yiyelim, kalblerimiz yatışsın, senin bize hakıykaten doğru söylediğini bilelim ve biz de bunun üzerine şâhidlerden olalım».
FİZİLAL :
Havariler O´na dediler ki, «İstiyoruz ki, o sofranın yemeklerinden yiyelim, kalplerimiz güven bulsun, bize doğru söylediğini kesinlikle bilelim ve olayın tanıklarından olalım.
İBNİ KESİR :
Demişlerdi ki: İstiyorsanız ki; ondan yiyelim, kalblerimiz yatışsın ve senin bize hakikaten doğru söylediğini bilelim de biz ona şahidlerden olalım.
MUHAMMET ESED :
Onlar, "Biz ondan nasiplenmek isteriz, ki kalplerimiz sükunete ulaşsın, bize hakikati söylediğini bilelim ve biz ona şahitlik yapanlardan olalım!" dediler.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Dediler ki: «Biz istiyoruz ki, ondan yiyelim ve kalblerimiz mutmain olsun ve senin bize doğru söylediğini bilelim ve biz onun üzerine şahitlerden olalım.»
TEFHİMÜL KURAN :
(Bu sefer Havariler:) «Ondan yemek istiyoruz, kalplerimiz tatmin olsun, senin de gerçekten bize doğru söylediğini bilelim ve buna şahidler olalım» demişlerdi.
SÜLEYMAN ATEŞ :
"İstiyoruz ki, ondan yiyelim, kalblerimiz iyice yatışsın, senin bize doğru söylediğini bilelim ve buna bizzat tanık olalım." dediler.
ŞABAN PİRİŞ :
Havariler ise: -Ondan yemek istiyoruz, (böylece) kalplerimiz mutmain olsun ve bize doğruyu söylediğini bilelim ve buna şahitlerden olalım, demişlerdi.