Kemeselilleziyne min kablihim kariyben zaku vebule emrihim ve lehum ´azabun eliymun.
Kemeselillezîne min kablihim karîben zâkû ve bâle emrihim ve lehum azâbun elîm(elîmun).
A. GÖLPINARLI :
Onlar, kendilerinden az önce gelip de yaptıkları işin vebâlini tatmış olanlara benzerler ve onlara elemli bir azap var.
ADEM UĞUR :
(Onların durumu) kendilerinden az önce geçmiş ve yaptıklarının cezasını tatmış olanların durumu gibidir. Onlara acıklı bir azap vardır.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Onların hali, kendilerinden az önce geçenlerin hali gibidir ki, yaptıklarının cezasını (dünyada) taddılar. Onlara (ahirette) acıklı bir azab da var.
BEKİR SADAK :
Onlarin durumu, kendilerinden az zaman once gecmis ve islerinin karsiligini tatmis olanlarin durumu gibidir. Onlara can yakici azap vardir.
CELAL YILDIRIM :
Bunlar, kendilerinden yakın bir süre önce gelip geçen, işlerinin günah ve vebalini tadan kimselere benzerler. Bunlar için elem verici bir azâb vardır.
DİYANET :
Onların durumu, kendilerinden az öncekilerin (Mekkeli müşriklerin) durumu gibidir. Onlar (Bedir’de) yaptıklarının cezasını tatmışlardır. Onlara (Ahirette de) elem dolu bir azap vardır.
DİYANET VAKFI :
(Onların durumu) kendilerinden az önce geçmiş ve yaptıklarının cezasını tatmış olanların durumu gibidir. Onlara acıklı bir azap vardır.
DİYANET İSLERİ :
Onların durumu, kendilerinden az zaman önce geçmiş ve işlerinin karşılığını tatmış olanların durumu gibidir. Onlara can yakıcı azap vardır.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Yakında önlerinden geçenler gibi ki emirlerinin vebalini tattılar, daha da onlara elîm bir azâb var
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
(Onların durumu) kendilerinden az öncekiler gibidir ki, yaptıklarının cezasını tattılar, ayrıca onlara acı bir azap vardır.
GÜLTEKİN ONAN :
Kendilerinden önce yakın geçmişte olanların durumu gibi; onlar, buyruklarının / buyrultularının sonucunu tatmışlardır. Onlara acı bir azab vardır.
H. BASRİ ÇANTAY :
(Onların) haali kendilerinden az öncekiler (in haali) gibidir ki onlar, yapdıklarının kötü aakıbetini (dünyâda) tatmışlardır. Onlar için (âhiretde de) çetin bir azâb vardır.
FİZİLAL :
Onların durumu, kendilerinden az önce, yaptıklarının vebalini tatmış olan, ahirette de kendileri için acı bir azap bulunan kimselerin durumu gibidir.
İBNİ KESİR :
Kendilerinden az önce geçmiş ve işlerin vebalini tatmış olanların durumu gibidir. Onlar için elim bir azab vardır.
MUHAMMET ESED :
(Ey müminler, düşmanlarınızın her ikisinin akibeti de) onlardan kısa bir süre önce, kendi yaptıklarından doğan felaketi tatmış olanlar(ınki) gibi (olacak)tır ve onları (öteki dünyada daha şiddetli) bir azap beklemektedir;
Ö NASUHİ BİLMEN :
Onlar, kendilerinden biraz zaman evvel işlerinin vebalini tatmış kimseler gibidirler ve kendileri için pek elemli bir azap vardır.
TEFHİMÜL KURAN :
Kendilerinden önce yakın geçmişte olanların durumu gibi; onlar, yaptıklarının sonucunu tadmışlardır. Onlar için acı bir azab vardır.
SÜLEYMAN ATEŞ :
(Onların durumu), kendilerinden az önce, yaptıklarının vebâlini tatmış olan, âhirette de kendileri için acı bir azâb bulunan kimselerin durumu gibidir.
ŞABAN PİRİŞ :
Onlar, kendilerinden az önce, yaptıklarının cezasını tadan kimseler gibidir. Onlar için acı bir azap vardır.