Lev la iz semı´tümuhü zannel mü´minine vel mü´minatü bi eğfüsihim hayrav ve kalu haza ifküm mübın
Lev lâ iz semi’tumûhu zannel mu’minûne vel mu’minâtu bi enfusihim hayran ve kâlû hâzâ ifkun mubîn(mubînun).
A. GÖLPINARLI :
Bunu duydukları zaman inanan erkeklerle kadınlar, kendilerine nasıl hüsnü zanda bulunuyorlarsa öylece hüsnü zanda bulunsalardı da bu, apaçık bir iftirâ deselerdi.
ADEM UĞUR :
Bu iftirayı işittiğinizde erkek ve kadın müminlerin, kendi vicdanları ile hüsnüzanda bulunup da: "Bu, apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi?
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Keşke, onu (Hz. Aişe’ye iftirayı) işittiğiniz zaman, erkek ve kadın müminler, kendi kardeşlerine iyi bir zanda bulunub da: “- Bu apaçık bir iftiradır.” deselerdi.
BEKİR SADAK :
Onu isittiginiz zaman, erkek kadin muminlerin, kendiliklerinden husnu zanda bulunup da: «Bu apacik bir iftiradir» demeleri gerekmez miydi?
CELAL YILDIRIM :
Onu işittiğiniz zaman mü´min erkekler ve mü´min kadınlar kendi kendilerine iyi zan besleyip bu acık bir iftiradır, deselerdi olmaz mıydı ?
DİYANET :
Bu iftirayı işittiğiniz zaman, iman eden erkek ve kadınlar, kendi (din kardeş)leri hakkında iyi zan besleyip de, “Bu, apaçık bir iftiradır” deselerdi ya!
DİYANET VAKFI :
Bu iftirayı işittiğinizde erkek ve kadın müminlerin, kendi vicdanları ile hüsnüzanda bulunup da: «Bu, apaçık bir iftiradır» demeleri gerekmez miydi?
DİYANET İSLERİ :
Onu işittiğiniz zaman, erkek kadın müminlerin, kendiliklerinden hüsnü zanda bulunup da: "Bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi?
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Ne vardı onu işittiğiniz vakıt erkek ve kadın mü´minler kendi kendilerine husni zann etselerdi de bu açık bir ifktir deselerdi ya
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Ne vardı, onu işittiğiniz zaman mümin erkeklerle mümin kadınlar kendi kendilerine hüsnü zanda bulunup: «Bu açık bir iftiradır!» deselerdi?
GÜLTEKİN ONAN :
Onu işittiğiniz zaman, inançlı(erkek)ler ile inançlı(kadın)ların kendi nefsleri adına hayırlı bir zanda bulunup: "Bu, açıkca uydurulmuş iftira bir sözdür" demeleri gerekmez miydi?
H. BASRİ ÇANTAY :
Onu işitdiğîniz vakit erkek mü´minlerle kadın mü´minlerin, kendi vicdanları (önünde), iyi bir zanda bulunub da «Bu, apaçık bir iftiradır» demeleri (lâzım) değil miydi?
FİZİLAL :
O iftirayı işittiğinizde erkek kadın bütün mü´minlerin, kendileri hakkında hüsn-ü zan besleyerek, özlerine leke kondurmaya yanaşmayarak «Bu apaçık bir iftiradır» demeleri gerekmez miydi?
İBNİ KESİR :
Onu işittiğiniz vakit mü´min erkeklerle, mü´min kadınların kendiliklerinden hüsn-ü zanda bulunup: Bu, apaçık bir iftiradır, demeleri gerekmez miydi?
MUHAMMET ESED :
Böyle bir (söylenti) işittiğiniz zaman, (siz) inanan erkek ve kadınların, birbirleri hakkında iyi zan besleyip de, "Bu düpedüz bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi?
Ö NASUHİ BİLMEN :
Onu işittikleri zaman mü´minler ile mü´mineler kendi vicdanlarında hayırlı bir zanda bulunarak, «Bu bir apaçık iftiradır,» demeli değil mi idiler?
TEFHİMÜL KURAN :
Onu işittiğiniz zaman, erkek mü´minler ile kadın mü´minlerin kendi nefisleri adına hayırlı bir zanda bulunup: «Bu, açıkça uydurulmuş iftira bir sözdür» demeleri gerekmez miydi?
SÜLEYMAN ATEŞ :
Onu işittiğiniz zaman inanan erkek ve kadınların, kendiliklerinden güzel zanda bulunup: "Bu, apaçık bir iftirâdır" demeleri gerekmez miydi?
ŞABAN PİRİŞ :
Onu işittiğiniz zaman, mümin erkek ve mümin kadınların kendilerince iyi niyette bulunup “Bu, apaçık bir iftiradır” demeleri gerekmez miydi?