4- NISA SURESI  77. Ayet ve Mealleri
<< Önceki - 1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71   72   73   74   75   76   | AYET 77 |   78   79   80   81   82   83   84   85   86   87   88   89   90   91   92   93   94   95   96   97   98   99   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109   110   111   112   113   114   115   116   117   118   119   120   121   122   123   124   125   126   127   128   129   130   131   132   133   134   135   136   137   138   139   140   141   142   143   144   145   146   147   148   149   150   151   152   153   154   155   156   157   158   159   160   161   162   163   164   165   166   167   168   169   170   171   172   173   174   175   176   - Sonraki >>
4-Nisa Suresi 77. AYET VE MEALLERİ - 4/77
  • أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ قِيلَ لَهُمْ كُفُّوا أَيْدِيَكُمْ وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآتُوا الزَّكَاةَ فَلَمَّا كُتِبَ عَلَيْهِمُ الْقِتَالُ إِذَا فَرِيقٌ مِنْهُمْ يَخْشَوْنَ النَّاسَ كَخَشْيَةِ اللَّهِ أَوْ أَشَدَّ خَشْيَةً ۚ وَقَالُوا رَبَّنَا لِمَ كَتَبْتَ عَلَيْنَا الْقِتَالَ لَوْلَا أَخَّرْتَنَا إِلَىٰ أَجَلٍ قَرِيبٍ ۗ قُلْ مَتَاعُ الدُّنْيَا قَلِيلٌ وَالْآخِرَةُ خَيْرٌ لِمَنِ اتَّقَىٰ وَلَا تُظْلَمُونَ فَتِيلًا -77
  • E lem tera ilellezıne kıyle lehüm küffu eydiyeküm ve ekıymüs salet ve atüz zekah fe lemma kütibe aleyhimül kıtalü iza ferıkum minhüm yahşevnen nase ke haşyetillahi ev eşedde haşyeh ve kalu rabbena lime ketebte aleynel kıtal lev la ehhartena ila ecelin karıb kul metaud dünya kalıl vel ahıratü hayrul li menitteka ve la tuzlemune fetıla
  • E lem tere ilellezîne kîle lehum kuffû eydiyekum, ve ekîmus salâte ve âtûz zekâh(zekâte), fe lemmâ kutibe aleyhimul kıtâlu izâ ferîkun minhum yahşevnen nâse ke haşyetillâhi ev eşedde haşyeh(haşyeten), ve kâlû rabbenâ lime ketebte aleynel kıtâl(kıtâle), lev lâ ahhartenâ ilâ ecelin karîb(karîbin), kul metâud dunyâ kalîl(kalîlun) vel âhıretu hayrun li menittekâ ve lâ tuzlemûne fetîlâ(fetîlen).
  • A. GÖLPINARLI :
    Görmez misin savaştan el çekin ve namaz kılın, zekât verin denenleri? Onlara savaş farz edilince içlerinden bir kısmı, insanlardan, Allah´tan korkar gibi, hattâ daha da fazla korkmaya başladılar da ne olurdu, yakın olan ölümümüze dek bu emri geciktirseydin, bize savaşı emretmeseydin dediler. De ki: Dünyanın zevki azdır, âhiretse sakınanlar için daha hayırlıdır ve onlar, hurma çekirdeğinin içindeki incecik kıl kadar bile zulüm görmezler.
  • ADEM UĞUR :
    Kendilerine, ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın ve zekâtı verin, denilen kimseleri görmedin mi? Sonra onlara savaş farz kılınınca, içlerinden bir gurup hemen Allah´tan korkar gibi, hatta daha fazla bir korku ile insanlardan korkmaya başladılar da "Rabbimiz! Savaşı bize niçin yazdın! Bizi yakın bir süreye kadar ertelesen (daha bir müddet savaşı farz kılmasan) olmaz mıydı?" dediler. Onlara de ki: "Dünya menfaati önemsizdir, Allah´tan korkanlar için ahiret daha hayırlıdır ve size kıl payı kadar haksızlık edilmez."
  • ALİ FIKRİ YAVUZ :
    Kendilerine: “-Ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın, zekâtı verin”, denilmiş olanlara bakmaz mısın? Şimdi onların üzerine savaş farz kılınınca, içlerinden bir topluluk, Allah’dan korkar gibi hatta daha şiddetli bir korku ile insanlardan korkuyor. Onlar: “-Ey Rabbimiz, üzerimize şu savaşı neye farz kıldın, ne olurdu bizi yakın bir vakte kadar geri bırakaydın!” dediler. Onlara şöyle de: “- Dünyanın zevki pek azdır. Ahiret ise sakınanlar için muhakkak hayırlıdır; ve kıl kadar haksızlığa uğramazsınız.
  • BEKİR SADAK :
    Kendilerine: «Elinizi savastan cekin, namaz kilin, zekat verin» denenleri gormedin mi? Onlara savas farz kilindiginda, iclerinden bir takimi hemen, insanlardan, Allah´tan korkar gibi, hatta daha cok korkarlar ve «Rabbimiz! Bize savasi nicin farz kildin, b
  • CELAL YILDIRIM :
    Kendilerine, «ellerinizi savaştan çekin ; namazı kılın, zekâtı verin» denilen kimseleri görmedin mi ? Savaş üzerlerine farz kılınınca içlerinden bir topluluk (düşmanları olan) insanlardan, Allah´tan korkar gibi veya daha fazla korkarlar ve : «Ey Rabbimiz ! Neden üzerimize savaşı farz kıldın ? Bizi yakın bir zamana kadar geciktiremez miydin ?» derler. De ki: Dünya geçimliği ne de olsa azdır. Âhiret ise, Allah´tan korkup kötülüklerden sakınanlar için daha hayırlıdır ; hem hurma çekirdeğindeki fitil kadar haksızlığa uğratılmazsınız.
  • DİYANET :
    Daha önce kendilerine, “(savaşmaktan) ellerinizi çekin, namazı kılın, zekâtı verin” denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca, hemen içlerinden bir kısmı; insanlardan, Allah’tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve “Rabbimiz! Niçin bize savaş yazdın? Bizi yakın bir zamana kadar erteleseydin ya!” derler. De ki: “Dünya geçimliği azdır. Ahiret, Allah’a karşı gelmekten sakınan kimse için daha hayırlıdır. Size kıl kadar haksızlık edilmez.”
  • DİYANET VAKFI :
    Kendilerine, ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın ve zekâtı verin, denilen kimseleri görmedin mi? Sonra onlara savaş farz kılınınca, içlerinden bir gurup hemen Allah´tan korkar gibi, hatta daha fazla bir korku ile insanlardan korkmaya başladılar da «Rabbimiz! Savaşı bize niçin yazdın! Bizi yakın bir süreye kadar ertelesen (daha bir müddet savaşı farz kılmasan) olmaz mıydı?» dediler. Onlara de ki: «Dünya menfaati önemsizdir, Allah´tan korkanlar için ahiret daha hayırlıdır ve size kıl payı kadar haksızlık edilmez.»
  • DİYANET İSLERİ :
    Kendilerine: "Elinizi savaştan çekin, namaz kılın, zekat verin" denenleri görmedin mi? Onlara savaş farz kılındığında, içlerinden bir takımı hemen, insanlardan, Allah'tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve "Rabbimiz! Bize savaşı niçin farz kıldın, bizi yakın bir zamana kadar tehir edemez miydin?" derler. De ki: "Dünya geçimliği azdır, ahiret, Allah'a karşı gelmekten sakınan için hayırlıdır, size zerre kadar zulmedilmez".
  • ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
    Bakmaz mısın o: kendilerine ellerinizi çekin ve namaz kılın, zekât verin denilmiş olan kimselere? Şimdi üzerlerine kıtal yazılınca insanlardan Allahdan korkarcasına veya daha bile ziyade korkuyorlar ve şöyle dediler: «Ey bizim rabbımız! Niçin üzerimize bu kıtali yazdın! Nolurdu bizi yakın bir ecele tehir edeydin? De ki: Dünya zevkı ne olsa azdır, Ahıret ise Allahdan korkanlar için sırf hayırdır hem kıl kadar hakkınız yenmez
  • ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
    Bakmaz mısın, o kendilerine: «Ellerinizi savaştan çekin, namaz kılın ve zekat verin!» denilen kimselere? Şimdi üzerlerine savaş farz kılınınca bazıları insanlardan Allah´tan korkar gibi veya daha fazla korkmaya başladılar ve: «Ey bizim Rabbimiz, niçin bize bu savaşı farz kıldın? Ne olurdu kısa bir süre daha bize mühlet verseydin!» dediler. De ki: «Dünya zevki ne de olsa azdır; ahiret ise Allah´tan korkanlar için sırf hayırdır. Hem kıl kadar hakkınız da yenmez.»
  • GÜLTEKİN ONAN :
    Kendilerine; "Elinizi (savaştan) çekin, namazı kılın, zekatı verin" denenleri görmedin mi? Oysa savaş üzerlerine yazıldığında, onlardan bir grup insanlardan Tanrı´dan korkar gibi -hatta daha da şiddetli bir korkuyla- korkuya kapılıyorlar ve: "Rabbimiz, ne diye savaşı üzerimize yazdın, bizi yakın bir süreye (ecelin) ertelemeli değil miydin?" dediler. De ki: "Dünyanın metaı azdır, ahiret ise muttakiler için daha hayırlıdır ve siz ´bir hurma çekirdeğindeki ipince bir iplik kadar´ bile haksızlığa uğratılmayacaksınız."
  • H. BASRİ ÇANTAY :
    (Evvelce) kendilerine «Ellerinizi (muhaarebeden) çekin, dosdoğru namazı kılın, zekâtı verin» denilen kimselere bakmaz mısın? Şimdi onların üzerine muhaarebe yazılınca (farzedilince) içlerinden bir zümre, insan (dan başka bir şey olmayan düşman) lardan Allahdan korkar gibi, hattâ daha şiddetli bir korku ile korkuyorlar. Onlar: «Ey Rabbimiz üzerimize (şu) muhaarebeyi neye yazdın? Bizi yakın bir zamana kadar gecikdirmeli değil miydin» dediler. (Onlara) de ki: «Dünyânın fâidesi pek azdır, Âhiret ise sakınanlar için elbet daha hayırlıdır. Siz hurma çekirdeğinin ince ipliği kadar bile haksızlığa uğratılmayacaksınız».
  • FİZİLAL :
    Daha önce kendilerine ´savaştan uzak durun, namazı kılın ve zekatı verin´ direktifi verilmiş olanları görmüyor musun? Şimdi üzerlerine farz kılınınca, onların; Allah´tan korkar gibi ya da bundan bile daha fazla, insanlardan korkan bir grubu «Ey Rabbimiz niye üzerimize savaşmayı farz kıldın, bize biraz daha mühlet tanısaydın olmaz mıydı?» dediler. Onlara de ki; «Dünya zevki kısa sürelidir. Ahiret ise sakınanlar için daha hayırlıdır. Orada kıl payı bile haksızlığa uğramazsınız.»
  • İBNİ KESİR :
    Kendilerine: Ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın, zekatı verin, denilmiş olanlara bakmaz mısın? Şimdi onların üzerine savaş farz kılınınca; içlerinden bir grup Allah´tan korkar gibi, hatta daha şiddetli bir korku ile insanlardan korkuyorlar. Bunlar: Ey Rabbımız, üzerimize şu savaşı niye farz kıldın? Ne olurdu bizi yakın bir geleceğe kadar geri bırakaydın, dediler. Onlara de ki: Dünyanın geçimi azdır. Ahiret ise, müttakiler için elbet daha hayırlıdır. Ve kıl kadar haksızlığa uğratılmayacaksınız.
  • MUHAMMET ESED :
    Kendilerine "Ellerinizi çekin, namazlarınızda dikkatli ve daim olun, arındırıcı (mali) yükümlülüğünüzü yerine getirin!" denilenlerden haberdar değil misiniz? Ama onlara (Allah yolunda) savaşmaları emredilir emredilmez, bazısı, Allahtan korkması gerektiği gibi -hatta daha büyük bir korkuyla- insanlardan korkmaya başlar ve "Ey Rabbimiz! Neden bize savaşmayı emrettin? Keşke bize biraz mühlet verseydin!" derler. De ki: "Bu dünyanın keyfi ve rahatlığı çok kısa ömürlüdür ama ahiret, Allaha karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar için en iyisidir, çünkü hiç biriniz, kıl kadar haksızlığa uğramayacaksınız.
  • Ö NASUHİ BİLMEN :
    O kimseleri görmez misin ki, onlara: «Ellerinizi çekiniz ve namaz kılınız, zekât veriniz» denilmişti. Vaktâ ki üzerlerine cihad yazıldı, o zaman içlerinden birtakımı, Allah Teâlâ´dan korkarcasına veya daha ziyâde insanlardan korkar oldular. Ve onlar, «Ey Rabbimiz! Ne için üzerimize cihadı yazdın? Ne olurdu bizi yakın bir müddete kadar tehir etseydin» dediler. De ki: «Dünyanın faidesi pek azdır, ahiret ise muttakî olanlar için elbette hayırlıdır. Ve siz kıl kadar zulme uğramayacaksınızdır.»
  • TEFHİMÜL KURAN :
    Kendilerine; «Elinizi (savaştan) çekin, namazı kılın, zekâtı verin» denenleri görmedin mi? Oysa savaş üzerlerine yazıldığında, onlardan bir grup, insanlardan Allah´tan korkar gibi -hatta daha da şiddetli bir korkuyla- korkuya kapılıyorlar ve «Rabbimiz, ne diye savaşı üzerimize yazdın, bizi yakın bir zamana ertelemeli değil miydin?» dediler. De ki: «Dünyanın metaı azdır, ahiret ise muttakiler için daha hayırlıdır ve siz ´bir hurma çekirdeğindeki ipince bir iplik kadar´ bile haksızlığa uğratılmayacaksınız.»
  • SÜLEYMAN ATEŞ :
    Kendilerine: "Ellerinizi (savaştan) çekin, namazı kılın, zekâtı verin!" denilenleri görmedin mi? Kendilerine savaş yazılınca hemen içlerinden bir grup, insanlardan, Allah´tan korkar gibi hattâ daha fazla korkmaya başladılar: "Rabbimiz, niçin bize savaş yazdın? Bizi yakın bir süreye kadar ertelesen (savaş emrini bir süre geciktirsen) olmaz mıydı?" dediler. De ki: "dünyâ geçimi azdır, korunan için âhiret daha iyidir. Size kıl kadar haksızlık edilmez."
  • ŞABAN PİRİŞ :
    Kendilerine “elinizi (savaştan) çekin, namazı kılın, zekatı verin." denilenleri görmedin mi? Oysa savaş onlara farz kılındığında, onlardan bir grup, Allah’tan korkar gibi insanlardan korkarak (hatta daha da fazla bir korku ile) “Rabbimiz niye savaşı bize farz kıldın. Bizi yakın bir zamana kadar ertelesen olmaz mıydı?” dediler. De ki: -Dünyanın faydası çok azdır. Ahiret ise Allah’tan korkanlar için daha hayırlıdır, en ufak haksızlığa uğratılmayacaksınız.

  • << Önceki -  1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71   72   73   74   75   76   | AYET 77 |   78   79   80   81   82   83   84   85   86   87   88   89   90   91   92   93   94   95   96   97   98   99   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109   110   111   112   113   114   115   116   117   118   119   120   121   122   123   124   125   126   127   128   129   130   131   132   133   134   135   136   137   138   139   140   141   142   143   144   145   146   147   148   149   150   151   152   153   154   155   156   157   158   159   160   161   162   163   164   165   166   167   168   169   170   171   172   173   174   175   176   - Sonraki >>

    KUR'AN-I KERİM SURELERİNİ ALFABE SΙRASΙNA GÖRE SΙRALA

    A B C D E F G H İ K L M N R S Ş T V Y Z

    KUR'AN-I KERİM MEALLERİ

    Copyright © kuranmeali.name.tr, 2019-2021