Ülaikellezıne netekabbelü anhüm ahsene ma amilu ve netecavezü an seyyiatihim fı ashabil cenneh va´des sıdkıllezı kanu yuadun
Ulâikellezîne netekabbelu anhum ahsene mâ amilû ve netecâvezu an seyyiâtihim fî ashâbil cenneh(cenneti), va’des sıdkıllezî kânû yûadûn(yûadûne).
A. GÖLPINARLI :
Öyle kişilerdir onlar ki yaptıklarının en güzelini kabûl ederiz ve kötülüklerinden geçeriz, cennet ehlinin içindedir bunlar; dosdoğru bir vaittir ki vaadedilmiştir onlara.
ADEM UĞUR :
İşte, yaptıklarının iyisini kabul edeceğimiz ve günahlarını bağışlayacağımız bu kimseler cennetlikler arasındadırlar. Bu, kendilerine verilen doğru bir sözdür.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
İşte bu sözü söyliyenler, cennetliklerle beraber (cennette) o seçkinlerdir ki, kendilerinden işledikleri güzel ameli kabul edeceğiz ve günahlarını bağışlayacağız. Bu, onların vaad edilmiş bulundukları gerçek bir vaaddir.
BEKİR SADAK :
Iste, islediklerini en guzel sekilde kabul ettigimiz ve kotuluklerini gectigimiz bu kimseler, cennetlikler icindedirler. Bu, verilen dogru bir sozdur.
CELAL YILDIRIM :
İşte bunların yapageldiklerinin en güzelini kabul eder; işledikleri kötülüklerinden vazgeçeriz (cezalandırmayız). Bunlar Cennet ehli arasındadırlar. Bu, va´dolundukları doğru sözdür (ki mutlaka yerini bulacaktır).
DİYANET :
İşte, yaptıklarının iyisini kabul edeceğimiz ve günahlarını bağışlayacağımız bu kimseler cennetlikler arasındadırlar. Bu, onlara öteden beri yapılagelen doğru bir va’ddir.
DİYANET VAKFI :
İşte, yaptıklarının iyisini kabul edeceğimiz ve günahlarını bağışlayacağımız bu kimseler cennetlikler arasındadırlar. Bu, kendilerine verilen doğru bir sözdür.
DİYANET İSLERİ :
İşte, işlediklerini en güzel şekilde kabul ettiğimiz ve kötülüklerini geçtiğimiz bu kimseler, cennetlikler içindedirler. Bu, verilen doğru bir sözdür.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
İşte bunlar Eshabı Cennet içinde o mumtazlardır ki kendilerinden yaptıkları amellerin en güzelini kabullanacağız ve günahlarından geçeceğiz, bu şaşmaz doğru va´d iledir ki va´d olunmakta bulunuyorlar
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
İşte kendilerinden yaptıklannın en güzelini kabul buyuracağımız ve günahlarını sileceğimiz bu kimseler, cennetlikler arasında seçkin kişilerdir. Bu, va´dolunmakta oldukları şaşmaz doğru va´d iledir.
GÜLTEKİN ONAN :
İşte bunlar; yaptıklarının en güzelini kabul ederiz ve kötülüklerinden geçeriz; (bunlar) cennet halkı içindedirler. (İşte bu,) Onlara vaadolunan doğru bir vaaddir.
H. BASRİ ÇANTAY :
İşte bunlar —ki cennet yârânı içindedirler— işlediklerinin en güzel (ler) ini kabul edeceğimiz, günâhlarından geçeceğimiz kimselerdir. (Bu), onların va´d olunageldikleri dosdoğru bir söz vermedir.
FİZİLAL :
Onlar öyle kişilerdir ki, yaptıklarının en iyisini onlardan kabul ederiz ve onların günahlarını bağışlarız, cennet halkı arasındadırlar. Bu dünyada kendilerine söylenen doğru sözün gerçekleşmesidir.
İBNİ KESİR :
İşte bunlar, cennetliklerdendirler. Yaptıklarının en iyisini kabul edeceğimiz ve kötülüklerinden vazgeçeceğimiz kimselerdir. Bu; onlara vaadolunan dosdoğru bir vaaddir.
MUHAMMET ESED :
Onlar (öyle) kişilerdir ki, Biz yaptıklarının iyilerini kabul ederiz ve kötü fiillerini de görmezden geliriz; (onlar,) kendilerine (bu dünyada) verilen doğru sözün tutulmasıyla cennet sakinleri arasına katılacaklardır.
Ö NASUHİ BİLMEN :
İşte onlar, o kimselerdir ki, onlardan işlediklerinin en güzelini kabul ederiz ve onların günahlarından geçeriz, cennet ashâbı arasındadırlar. (Bu) Bir sâdık vaad iledir ki, onlar vaadolunmuş bulunmaktadırlar.
TEFHİMÜL KURAN :
İşte bunlar; yapmakta olduklarının en güzelini kabul ederiz ve kötülüklerinden geçeriz; (bunlar) cennet halkı içindedirler. (İşte bu,) Onlara va´dolunan dosdoğru bir vaaddir.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Onlar öyle kişilerdir ki, yaptıklarının en iyisini onlardan kabul ederiz ve onların kötülüklerinden geçeriz, cennet halkı arasındadırlar. Bu, (dünyâda) kendilerine söylenen doğru söz(ün gerçekleşmesi)dir.
ŞABAN PİRİŞ :
İşte onlar, yaptıklarını en iyi şekilde kabul ettiğimiz, günahlarını geçtiğimiz, cennet halkı içinde olanlardır. Kendilerine yapılan vaad, dosdoğru bir vaaddir.