Şüphe yok ki o, her şeyi ayırt eden kesin bir söz elbet.
Şüphesiz Kur´an, (hak ile bâtılı) ayıran bir sözdür.
Muhakkak o Kur’an (hak ile batıl arasını) ayırd eden kesin bir hükümdür.
Dogrusu bu Kuran kesin bir sozdur.
Ki bu Kur´ân (Hakkı bâtıldan, doğruyu eğriden) ayırd eden bir sözdür.
Şüphesiz o Kur’an, hak ile batılı ayırd eden bir sözdür.
(11-17) Dönüş sahibi olan (yağmur yağdıran) göğe, (nebat ile) yarılan yere yemin ederim ki Kur´an, (hak ile bâtılı) ayıran bir sözdür. O, asla bir şaka değildir. Onlar bir tuzak kurarlar, ben de bir tuzak kurarım. Kâfirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek).
Doğrusu bu Kuran kesin bir sözdür.
Ki o her halde bir keskin hukümdür
ki, o her halde keskin bir hükümdür.
Şüphesiz o (Kuran), ayırdeden bir sözdür.
Hakıykaten o (Kur´an) hak ile (baatılı ayırd eden) kat´î bir kelâmdır.
Şüphesiz Kur´an kesin bir sözdür.
Ki doğrusu bu, kesin bir sözdür,
Bakın, bu (ilahi kelam) doğruyu yanlıştan ayıran bir sözdür,
Şüphe yok ki, o elbette bir ayırt eden kelâmdır.
Hiç şüphesiz o (Kur´an), ayırdeden bir sözdür.
O (Kur´ân), elbette (hak ile bâtılı) ayırdedici bir sözdür.
Kesinlikle o ayırdedici bir sözdür.