İnnema yeste´zinükellezıne la yü´minune billahi vel yevmil ahıri vertabet kulubühüm fe hüm fı raybihim yeteraddedun
İnnemâ yeste´zinulkellezîne lâ yu´minûne billâhi vel yevmil âhiri vertâbet kulûbuhum fe hum fî reybihim yetereddedûn(yetereddedûne).
A. GÖLPINARLI :
Senden ancak Allah´a ve son güne inanmayıp yürekleri şüpheye düşenler ve şüpheleri içinde tereddüde düşüp bocalayanlar izin isterler.
ADEM UĞUR :
Ancak Allah´a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri şüpheye düşüp, kuşkuları içinde bocalayanlar senden izin isterler.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Senden ancak izin istiyenler, Allah’a ve âhiret gününe iman etmiyenler, kalbleri şüpheye düşenlerdir. Onlar, şüpheleri içinde bocalayıp dururlar.
BEKİR SADAK :
Ancak Allah´a ve ahiret gunune inanmayan, kalbleri supheye dusup suphelerinde bocalayan kimseler senden izin isterler.
CELAL YILDIRIM :
Senden ancak Allah´a ve Âhiret gününe imân etmiyenler; kalbleri şüpheyle çalkanıp şüpheleri içinde bocalayıp duranlar (savaşa çıkmamak için) izin isterler.
DİYANET :
Ancak Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri şüpheye düşüp kendileri de o şüphelerinin içinde bocalayan kimseler senden izin isterler.
DİYANET VAKFI :
Ancak Allah´a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri şüpheye düşüp, kuşkuları içinde bocalayanlar senden izin isterler.
DİYANET İSLERİ :
Ancak Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, kalbleri şüpheye düşüp şüphelerinde bocalayan kimseler senden izin isterler.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Ancak o kimseler senden istizan ederler ki Allaha ve Âhıret gününe inanmazlar ve kalbleri işkillidir de işkilleri içinde çalkanır dururlar
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Ancak, Allah´a ve ahiret gününe inanmayan ve kalpleri işkilli olup işkilleri içinde çalkalanlar savaşa çıkmak için, senden izin isterler.
GÜLTEKİN ONAN :
Senden, yalnızca Tanrı´ya ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri kuşkuya kapılıp, kuşkularında kararsızlığa düşenler izin ister.
H. BASRİ ÇANTAY :
Senden ancak Allaha ve âhiret gününe inanmaz, kalbleri şek ve şübheye düşüb de kendilerini o şübhelerinin içinde şaşırıb bocalar kimseler izin isterler.
FİZİLAL :
Senden savaştan muaf tutulmaları yolunda izin isteyenler, Allah´a ve ahiret gününe inanmayanlar, kalpleri kuşkuya kapılıp bu kuşkuları içinde bocalayanlardır.
İBNİ KESİR :
Senden; ancak, Allah´a ve ahiret gününe inanmayanlar ve kalbleri şüpheye düşüp, şüphelerinde bocalayanlar izin isterler.
MUHAMMET ESED :
Yalnızca, Allaha ve Ahiret Gününe (yürekten) inanmayanlar senden bağışıklık isterler; ve bir de kendilerini şüphe ve tereddüdün eline kaptırıp da kararsızlık içinde bir o yana bir bu yana gidip gelenler.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Senden ancak o kimseler (cihada iştirak etmemek için) izin isterler ki, Allah Teâlâ´ya ve ahiret gününe inanmazlar ve onların kalpleri şekke düşmüştür. Artık onlar o şekk (ve şüphelerinde) mütereddit bulunur dururlar.
TEFHİMÜL KURAN :
Senden, yalnızca Allah´a ve ahiret gününe inanmayan, kalbleri kuşkuya kapılıp da kuşkularında kararsızlığa düşenler izin ister.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Ancak Allah´a ve âhiret gününe inanmayan, kalbleri kuşkuya düşmüş ve şüpheleri içinde bocalayıp duranlar, (geri kalmak için) senden izin isterler.
ŞABAN PİRİŞ :
Ancak Allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen, kalpleri şüpheye düşüp, şüphelerinde bocalayan kimseler senden izin isterler.