Huvelleziy ce´ale lekumul´arda zelulen femşu fiy menakibiha ve kulu min rizkıhi ve ileyhinnuşuru.
Huvellezî ceale lekumul arda zelûlen femşû fî menâkibihâ ve kulû min rızkıh(rızkıhî), ve ileyhin nuşûr(nuşûru).
A. GÖLPINARLI :
O, öyle bir mâbuttur ki yeryüzünü, size karşı aşağı gönüllü, münkat ve sâkin bir halde yaratmıştır, köşesinde, bucağında dolaşın artık ve yiyin mâbûdunuzun rızkından ve dönüp gideceğiniz yer, gene onun tapısıdır.
ADEM UĞUR :
Yeryüzünü size boyun eğdiren O´dur. Şu halde yerin omuzlarında (üzerinde) dolaşın ve Allah´ın rızkından yeyin. Dönüş ancak O´nadır.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
O Allah’dır ki, sizin (istifadeniz) için arzı uysal kıldı. O halde, O arzın sırtlarında (dağlarında, tepelerinde, ovalarında) yürüyün de Allah’ın rızkından yeyin. Fakat sonunda dönüş O’nadır. (İhsan ettiği nimetlerin şükründen size sorar).
BEKİR SADAK :
Yeryuzunu, size boyun egdiren O´dur; oyleyse yerin sirtlarinda dolasin, Allah´in verdigi riziktan yiyin; sonunda donus O´nadir.
CELAL YILDIRIM :
O yeryüzünü sizin yararınıza başeğdirdi (üzerini yaşanacak duruma getirdi). Bunun için yerin engebelerinde gezip dolaşın da, Allah´ın rızkından yeyin. (Yeniden dirilip kalkınca) dönüşünüz ancak O´nadır.
DİYANET :
O, yeryüzünü sizin ayaklarınızın altına serendir. Haydi onun üzerinde yürüyün ve Allah’ın rızkından yiyin. Dönüş ancak O’nadır.
DİYANET VAKFI :
Yeryüzünü size boyun eğdiren O´dur. Şu halde yerin omuzlarında (üzerinde) dolaşın ve Allah´ın rızkından yeyin. Dönüş ancak O´nadır.
DİYANET İSLERİ :
Yeryüzünü, size boyun eğdiren O'dur; öyleyse yerin sırtlarında dolaşın, Allah'ın verdiği rızıktan yiyin; sonunda dönüş O'nadır.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
O Hâlıktır ki o, size Arzı zelûl (munkad) kıldı, haydin, o Arzın omuzlarında yürüyün de o yaradan lâtîfi habîrin rızkından yeyin, onadır fakat nihayet nüşûr
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
O, yeryüzünü size boyun eğdiren yaratıcıdır. Haydi, o arzın omuzlarında yürüyün de O´nun rızkından yiyin. Dönüş yalnızca O´nadır.
GÜLTEKİN ONAN :
Sizin için, yeryüzüne boyun eğdiren O´dur. Şu halde onun omuzlarında yürüyün ve O´nun rızkından yiyin. Sonunda gidiş O´nadır.
H. BASRİ ÇANTAY :
O, yeri, sizin fâidenize, hor (ve müsahhar) kılandır. O halde onun omuzlarında yürüyün. (Allahın) rızkından yeyin. (Fakat şunu dâima hatırlayın ki) son gidiş ancak Onadır (Allâhadır).
FİZİLAL :
Yeryüzünü size boyun eğdiren O´dur. Şu halde yerin sırtlarında dolaşın ve Allah´ın rızkından yiyin. Dönüş ancak O´nadır.
İBNİ KESİR :
Size yeryüzünü boyun eğdiren O´dur. O halde onun sırtlarında yürüyün. O´ nun rızkından yiyin, nihayet dönüş O´nadır.
MUHAMMET ESED :
O, yeryüzünü yaşanması kolay bir yer yapmıştır. Öyleyse onun her tarafını dolaşın ve Allah´ın verdiği rızıktan pay almaya çalışın ama (hiçbir an aklınızdan çıkarmayın ki) yine O´na döneceksiniz.
Ö NASUHİ BİLMEN :
O, O´dur ki, sizin için yeri münkat kıldı, artık onun (yeryüzünün) omuzlarında yürüyün ve rızkından yeyin ve dönüş de O´nadır.
TEFHİMÜL KURAN :
Sizin için, yeryüzüne boyun eğdiren O´dur. Şu halde onun omuzlarında yürüyün ve O´nun rızkından yiyin. Sonunda gidiş O´nadır.
SÜLEYMAN ATEŞ :
O size yeri boyun eğer yaptı. Haydi onun omuzlarında yürüyün ve Allâh´ın rızkından yeyin. (Sonunda) Dönüş O´nadır (size verdiği ni´metlere karşı şükredip etmediğinizi sizden soracak, sizi hesaba çekecektir).
ŞABAN PİRİŞ :
Yeri sizin için, üzerinde yürüyün ve rızkından yiyin diye alçak kılan O’dur. Dönüş de O’nadır.