Kul in edriy ekariybun ma tu´adune em yec´alu lehu rabbiy emeden.
Kul in edrî e karîbun mâ tûadûne em yec’alu lehu rabbî emedâ(emedan).
A. GÖLPINARLI :
De ki: Ben bilmem, size vaadedilen pek mi yakın, yoksa Rabbim, onu bir müddet uzattı mı?
ADEM UĞUR :
De ki: Tehdit edilegeldiğiniz (azap), yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar, ben bilmem.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
(Ey Rasûlüm), de ki: “- Bilmiyorum, o korkutulduğunuz azab yakın mı, yoksa Rabbim ona uzun bir müddet mi tayin eder?”
BEKİR SADAK :
De ki: Size soz verilen yakin midir, yoksa Rabbim onu uzun sureli mi kilmistir ben bilmem.»
CELAL YILDIRIM :
De ki: O va´dolunduğunuz şey (azâb) yakın mıdır, yoksa Rabbim onu uzun bir zaman sonraya mı bırakmıştır? Bilemiyorum.
DİYANET :
De ki: “Sizin uyarıldığınız şey yakın mıdır, yoksa Rabbim ona uzun bir süre mi koyacaktır, bilemem.”
DİYANET VAKFI :
De ki: Tehdit edilegeldiğiniz (azap), yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar, ben bilmem.
DİYANET İSLERİ :
De ki: Size söz verilen yakın mıdır, yoksa Rabbim onu uzun süreli mi kılmıştır ben bilmem."
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
De ki: Dirayet ile bilmem, yakın mı o size va´dolunan? Yoksa Rabbım onun için bir uzun gaye mi yapar?
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
De ki: «Ben dirayetle bilmem, o size vadolunan yakın mı, yoksa Rabbim onun için bir uzun süre mi koyar?»
GÜLTEKİN ONAN :
De ki: "Bilmiyorum, size vadedilen (kıyamet ve azab) yakın mı, yoksa rabbim onun için (uzun) bir müddet mi koymuştur?"
H. BASRİ ÇANTAY :
De ki (Habîbim): «Tehdîd edilegeldiğiniz (azâb) ın yakın mı, yoksa Rabbimin ona uzun bir müddet mi´ ta´yîn etmiş olduğunu ben bilmem».
FİZİLAL :
De ki: «Size yöneltilen tehdit yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir vade mi belirlemiştir, bilmiyorum.»
İBNİ KESİR :
De ki: Size vaadedilen yakın mıdır, yoksa Rabbım onu uzun süreli mi kılmıştır bilemiyorum.
MUHAMMET ESED :
De ki: "Önceden uyarıldığınız bu (akibet)in yakın olup olmadığını yahut Rabbimin onun için uzun bir vade koyup koymadığını bilemem".
Ö NASUHİ BİLMEN :
(24-25) Tehdid olunur oldukları şeyi gördükleri vakit artık bileceklerdir ki, yardımcı itibariyle en zaif ve adeden en az olan kim imiş? De ki: «Ben bilmem ki tehdid edilir olduğunuz şey, yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir müddet mi tayin kılar?»
TEFHİMÜL KURAN :
De ki: «Bilmiyorum, size vadedilen (kıyamet ve azab) yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koymuştur?»
SÜLEYMAN ATEŞ :
De ki: "Size söylenen şey yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyacaktır, bilmem."
ŞABAN PİRİŞ :
De ki: -Size vaat edilen yakın mı yoksa Rabbim onu uzak mı kıldı bilmiyorum.