A. GÖLPINARLI :
Derken o pek büyük felâket gelip çatınca.
ADEM UĞUR :
Her şeyi alt üst eden o büyük felâket geldiği vakit,
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Fakat o büyük felâket (kıyamet) geldiği vakit,
BEKİR SADAK :
(34-35) Guc yetirilemeyen en buyuk baskin geldigi zaman, o gun, insan ne ugurda calistigini anlar.
CELAL YILDIRIM :
O güç getirilemiyecek büyük (Kıyamet) felâketi geldiği zaman ;
DİYANET :
(34-35) En büyük felaket (kıyamet) geldiği zaman, o gün insan yaptıklarını hatırlar.
DİYANET VAKFI :
(34-36) Her şeyi alt üst eden o büyük felâket geldiği vakit, insan dünyada iken ne için çalıştığını hatırlar. Cehennem de gören her kişiye açıklığı ile gösterilir.
DİYANET İSLERİ :
Güç yetirilemeyen en büyük baskın geldiği zaman, o gün, insan ne uğurda çalıştığını anlar.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Fakat geldiği vakıt o «tâmme-i kübrâ»
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Fakat o en büyük felaket (kıyamet) geldiği zaman,
GÜLTEKİN ONAN :
Ancak o, ´her şeyi batırıp gömen büyük felaket´ (kıyamet) geldiği zaman.
H. BASRİ ÇANTAY :
Fakat o (bütün belâlardan üstün) en büyük belâ geldiği zaman,
FİZİLAL :
Her şeyi bastıran o büyük felaket geldiği zaman.
İBNİ KESİR :
Fakat o en büyük bela geldiği zaman;
MUHAMMET ESED :
Ve böylece, büyük, sarsıcı (yeniden dirilme) olayı gelip çattığında,
Ö NASUHİ BİLMEN :
Artık o vakit ki, pek büyük bir âfet zuhûra gelir.
TEFHİMÜL KURAN :
Ancak o, ´her şeyi batırıp gömen büyük felâket (kıyamet)´ geldiği zaman.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Herşeyi bastıran o büyük felâket geldiği zaman,