Fe imma teskafennehüm fil harbi fe şerrid bihim men halfehüm leallehüm yezzekkerun
Fe immâ teskafennehum fîl harbi feşerrid bihim men halfehum leallehum yezzekkerûn(yezzekkerûne).
A. GÖLPINARLI :
Savaşta üst gelirsen onları, izlerini izliyenlere de tesir edecek ve onları da korkutacak bir tarzda cezâlandır da bunu ansınlar, ibret alsınlar bundan.
ADEM UĞUR :
Eğer savaşta onları yakalarsan, ibret almaları için onlar ile (onlara vereceğin ceza ile) arkalarında bulunan kimseleri de dağıt.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Onun için, o ahdlerini bozanları harbde yakalarsan kendilerine yapacağın ağır muamele ile arkalarındakileri dağıt. Olur ki düşünürler de ibret alıp ahdi bozmaktan sakınırlar.
CELAL YILDIRIM :
Savaşta onları (ne zaman yakalarsan,) öylesine darmadağın et ki arkalarındakiler öğüt ve ibret alsınlar.
DİYANET :
Eğer onları savaşta yakalarsan, bunlar(a vereceğin ceza) ile arkalarındakileri de dağıt ki ibret alsınlar.
DİYANET VAKFI :
Eğer savaşta onları yakalarsan, ibret almaları için onlar ile (onlara vereceğin ceza ile) arkalarında bulunan kimseleri de dağıt.
DİYANET İSLERİ :
Anlaşma yaptığın kimseler, sonucundan sakınmayarak anlaşmalarını her defasında bozarlar. Savaşta onları yakalarsan, arkalarındakilere ibret olacak şekilde, darmadağın et.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
onun için onları ne zaman harbde yakarlarsan kendileriyle arkalarındakileri ürgüt gerek ki ıbret alırlar
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Onun için onları ne zaman savaşta yakalarsan kendileri ile arkalarındakilerini ürküt; belki ibret alırlar.
GÜLTEKİN ONAN :
Bundan dolayı, savaşta onları yakalarsan, öyle darmadağın et ki, onlarla arkalarından gelecek olanlar(ı caydır). Umulur ki ibret alırlar.
H. BASRİ ÇANTAY :
Onun için eğer bunları harbde muhakkak yakalarsan onlar (a yapacağın ceza) ile arkalarında (ahdi bozacak) kimseleri de ürküt. Me´müldür ki (onlar da) iyice ibret alırlar.
FİZİLAL :
Eğer savaşta, onları ele geçirirsen, onları geride kalanlara bir ibret olacak biçimde cezalandır.
İBNİ KESİR :
Bunun için eğer savaşta ele geçirirsen; onları dağıt ki arkalarında olanlar ibret alsınlar.
MUHAMMET ESED :
onları savaşta karşında bulursan, arkalarından gelenler için öyle yıldırıcı bir ders ver ki, belki berikiler akıllarında tutarlar;
Ö NASUHİ BİLMEN :
İmdi her ne zaman muharebede onları kat´i sûrette yakalar isen onlar ile arkalarındaki kimseleri ansızın korkut. Umulur ki, ibret alırlar.
TEFHİMÜL KURAN :
Bundan dolayı, savaşta onları yakalarsan, öyle darmadağın et ki, onlarla arkalarından gelecek olanlar(ı caydır) . Umulur ki ibret alırlar.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Savaşta onları yakalarsan, onlar(a vereceğin cezâ) ile arkalarında bulunan kimseleri de dağıt ki ibret alsınlar.
ŞABAN PİRİŞ :
Savaşta onları yakalarsan darmadağın et ki arkalarındakilere ibret olsun!