Ve tanığa ve görünene.
(O günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki,
Cumaya ve arefe gününe ki,
sahitlik edene ve edilene and olsun ki, insanlar oldukten sonra diriltileceklerdir.
Ve şâhid olana ve şâhid olunana da and olsun ki,
(3-5) Şâhitlik edene ve şahitlik edilene andolsun ki, (mü’minleri yakmak için) hendek kazıp (içinde) alevli ateş yakanlar lânetlenmiştir.
(1-7) Burçlara sahip gökyüzüne, geleceği bildirilmiş olan güne, (o günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki, ateşle dolu hendeğe atılanlar (yakılarak) öldürüldü. Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı.
Şahitlik edene ve edilene and olsun ki, insanlar öldükten sonra diriltileceklerdir.
Ve şâhide ve meşhûda kasem olsun
o şahitlik edecek ve şahitlik edilecek olana yemin olsun ki,
Şahid olana (görene) ve şahit olunana (görülene).
şâhidle meşhûde ki,
Şahitlik edene ve şahitlik edilene andolsun ki.
Şehadet edene ve şehadet edilene.
ve O (her şeye) tanıklık eden ile (O´nun tarafından) tanıklık edileni!
(3-4) Ve şehâdet eden ve şehâdet olunana. Hendeklerin sahipleri mel´un bulunmuştur.
Şahid olana (görene) ve şahid olunana (görülene) .
(O gün) Şâhide ve şâhidlik edilene andolsun,
Şahid olana ve şahid olunana..