A. GÖLPINARLI :
Kahrolsun yerde hendekler kazıp ateşler yakanlar.
ADEM UĞUR :
Kahroldu o hendeğin sahipleri,
ALİ FIKRİ YAVUZ :
(Eski devirlerde müminlere çeşitli eziyetler yapan ve) Ashab-ı Uhdûd (diye adlanan kavim lânet edildiği gibi, Mekke müşrikleri de) lânetlenmiştir.
DİYANET :
(3-5) Şâhitlik edene ve şahitlik edilene andolsun ki, (mü’minleri yakmak için) hendek kazıp (içinde) alevli ateş yakanlar lânetlenmiştir.
DİYANET VAKFI :
(1-7) Burçlara sahip gökyüzüne, geleceği bildirilmiş olan güne, (o günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki, ateşle dolu hendeğe atılanlar (yakılarak) öldürüldü. Onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı.
DİYANET İSLERİ :
Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur!
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Tel´ıyn edildi sahibleri o uhdudun
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
o hendek sahiplerine la´net edildi.
GÜLTEKİN ONAN :
Kahrolsun Ashab-ı Uhdud.
H. BASRİ ÇANTAY :
(4-5) tutuşdurucu (malzeme ile hazırladıkları) o ateş hendeklerin saahibleri gebertilmişdir.
FİZİLAL :
Hendekleri hazırlayanların canı çıksın.
İBNİ KESİR :
Uhdud ashabının canı çıksın,
MUHAMMET ESED :
Onlar (yalnızca) kendilerini yok ederler, o çukuru hazırlayanlar,
Ö NASUHİ BİLMEN :
(3-4) Ve şehâdet eden ve şehâdet olunana. Hendeklerin sahipleri mel´un bulunmuştur.