DİYANET VAKFI :
(Süleyman devamla) dedi ki: Onun tahtını bilemeyeceği bir hale getirin; bakalım tanıyacak mı, yoksa tanıyamayanlar arasında mı olacak.
DİYANET İSLERİ :
Süleyman "Onun tahtını tanınmaz hale getirin, bakalım tanıyabilecek mi yoksa tanıyamayacak mı?" (yola gelecek mi, yoksa yola gelmeyenlerden mi olacak?) dedi.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Ona, dedi: tahtını başkalaştırın bakalım hakıkati tanıyacak mı? Yoksa tanımazlardan mı olacak?
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
(Süleyman) dedi ki: «Tahtını tanınmaz duruma sokun, bakalım tanıyacak mı, tanımazlardan mı olacak?»
GÜLTEKİN ONAN :
Dedi ki: "Onun tahtını değişikliğe uğratın / şeklini değiştirin / tanınmaz hale getirin (nekkiru), bir bakalım doğru olanı bulabilecek mi, yoksa bulmayanlardan mı olacak?"
FİZİLAL :
Sonra yanındakilere dönerek «Tahtı kraliçenin tanımayacağı şekilde değiştirin! bakalım onu tanıyabilecek mi, yoksa tanımayacak mı?» dedi.
İBNİ KESİR :
Dedi ki: Onun tahtını değişikliğe uğratın, bir bakalım hidayeti bulabilecek mi, yoksa bulamayanlardan mı olacak?
MUHAMMET ESED :
(Ve) sözlerine şöyle devam etti: "(Şimdi) onun tahtını tanınmaz hale sokun; bakalım, kendi başına doğru yolu bulacak mı, yoksa doğru yolu bulamayan kimselerden mi olacak."