Ve le kad kanu ahedüllahe min kablü la yüvellunel edbar ve kane ahdüllahi mes´ula
Ve lekad kânû âhedûllâhe min kablu lâ yuvellûnel edbâr(edbâre), ve kâne ahdullâhi mes’ûlâ(mes’ûlen).
A. GÖLPINARLI :
Halbuki onlar, andolsun ki bundan önce söz de vermişlerdi Allah´a geri dönmemeleri için ve Allah´a verilen söz, sorulacaktır.
ADEM UĞUR :
Andolsun ki daha önce onlar, sırt çevirip kaçmayacaklarına dair Allah´a söz vermişlerdi. Allah´a verilen söz mesuliyeti gerektirir!
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Halbuki bundan evvel Allah’a söz vermişlerdi: Arkalarını dönmiyeceklerdi. Allah’a verilen söz ise, sorumluluğu gerektirir.
BEKİR SADAK :
And olsun ki, daha once, sirt cevirip kacmayacaklarina dair Allah´a ahd vermislerdi. Allah´a verilen ahd sorulacaktir.
CELAL YILDIRIM :
Oysa bunlar, and olsun ki, daha önce arka çevirip kaçmayacaklarına dair Allah´a kesin söz vermişlerdi. Allah´a verilen kesin söz ise (sorumluluk gerektirdiğinden) elbette sorulacaktır..
DİYANET :
Andolsun ki, onlar, daha önce geri dönüp kaçmayacaklarına dair Allah’a söz vermişlerdi. Allah’a verilen söz ise sorumluluğu gerektirir.
DİYANET VAKFI :
Andolsun ki daha önce onlar, sırt çevirip kaçmayacaklarına dair Allah´a söz vermişlerdi. Allah´a verilen söz mesuliyeti gerektirir!
DİYANET İSLERİ :
And olsun ki, daha önce, sırt çevirip kaçmayacaklarına dair Allah'a ahd vermişlerdi. Allah'a verilen ahd sorulacaktır.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Halbuki bundan evvel Allaha ahid vermişlerdi: arkalarını dönmiyeceklerdi, Allahın ahdi ise mes´uliyyetlidir, mutlak sorulur
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Halbuki bundan önce Allah´a söz vermişlerdi. Arkalarını dönmeyeceklerdi. Allah´a verilen söz ise mesuliyetlidir, mutlaka sorulur.
GÜLTEKİN ONAN :
Oysa andolsun, daha önce ´arkalarını dönüp kaçmayacaklarına´ dair Tanrı´ya söz vermişlerdi; Tanrı´ya verilen söz (ahid) ise, (ağır bir) sorumluluktur.
H. BASRİ ÇANTAY :
Halbuki onlar, andolsun, arkalarına dönmeyeceklerini daha evvel Allaha karşı teahhüd de etmişlerdi. Allaha verilen söz (ü nakz edenler) mes´uldür.
FİZİLAL :
Oysa arkalarına dönüp kaçmayacaklarına dair Allah´a söz vermişlerdi. Allah´a verilen sözden sorumluydular.
İBNİ KESİR :
Andolsun ki; onlar, daha önceden sırt çevirip kaçmayacaklarına dair Allah´a söz vermişlerdi. Ve Allah´a verilen ahid, sorumluluktu.
MUHAMMET ESED :
halbuki daha önce (mesajına) sırt çevirmeyeceklerine dair Allah´ın huzurunda söz vermişlerdi. Allah´a verilen söz(ün hesabı) mutlaka sorulacaktır.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Halbuki, onlar geriye dönmeyeceklerine dair evvelce Allah´a kat´iyyen taahütte bulunmuşlardı. Allah için yapılan bir taahhüt ise sorulmuş olacaktır.
TEFHİMÜL KURAN :
Oysa andolsun onlar, daha önce ´arkalarını dönüp kaçmayacaklarına´ dair Allah´a söz vermişlerdi; Allah´a verilen söz (ahid) ise, (ağır bir) sorumluluktur.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Oysa arkalarına dön(üp kaç)mayacaklarına dair Allah´a söz vermişlerdi. Allah´a verilen sözden sorumlu idiler.
ŞABAN PİRİŞ :
Daha önce, arkalarına dönüp, kaçmayacaklarına Allah’a söz vermişlerdi. Allah’a verilen sözler elbette sorulacaktır.