Ya eyyühellezıne amenu la tettehızül kafirıne evliyae min dunil mü´minın e türıdune en tec´alu lillahi aleyküm sültanem mübına
Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tettehızûl kâfirîne evliyâe min dûnil mu’minîn(mu’minîne), e turîdûne en tec’alû lillâhi aleykum sultânen mubînâ(mubînen).
A. GÖLPINARLI :
Ey inananlar, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin. İster misiniz kendi aleyhinizde Allah´a apaçık bir delil veresiniz?
ADEM UĞUR :
Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin; (bunu yaparak) Allah´a, aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Ey iman edenler! Mü’minleri bırakıp da kâfirleri dostlar edinmeyin (başlarınıza geçirmeyin.) Azabızınızı gerektiren açık bir hüccet Allah’a vermek ister misiniz?
BEKİR SADAK :
Ey Inananlar! Muminleri birakip kafirleri dost edinmeyin. Allah´in aleyhinize apacik bir ferman vermesini mi istersiniz?
CELAL YILDIRIM :
Ey imân edenler! Mü´minleri bırakıp kâfirleri dost edinmeyin, (onları başınıza geçirmeyin). Yoksa Allah´a kendi aleyhinizde açık bir belge mi vermek istiyorsunuz ?
DİYANET :
Ey iman edenler! Mü’minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin. Kendi aleyhinize Allah’a apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?
DİYANET VAKFI :
Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin; (bunu yaparak) Allah´a, aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?
DİYANET İSLERİ :
Ey İnananlar! Müminleri bırakıp kafirleri dost edinmeyin. Allah'ın aleyhinize apaçık bir ferman vermesini mi istersiniz?
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Ey o bütün iyman edenler! mü´minleri bırakıb da kâfirleri başlarınıza geçirmeyin, ister misiniz ki Allah için aleyhinizde açık bir saltanat husule getiresiniz
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Ey iman edenler, müminleri bırakıp da kafirleri başınıza geçirmeyin! Kendi aleyhinizde Allah´a açık bir saltanat vermek ister misiniz.
GÜLTEKİN ONAN :
Ey inananlar, inançlıları bırakıp kafirleri veliler edinmeyin. Kendi aleyhinizde Tanrı´ya apaçık olan kesin bir delil vermek ister misiniz?
H. BASRİ ÇANTAY :
Ey îman edenler, mü´minleri bırakıb da kâfirleri dostlar edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allaha apaçık bir hüccet vermek ister misiniz?
FİZİLAL :
Ey müminler, sakın müminleri bırakıp kafirleri dost edinmeyiniz. Yoksa Allah´a, aleyhinize işleyecek açık bir delil mi vermek istiyorsunuz?
İBNİ KESİR :
Ey iman edenler; mü´minleri bırakıp da kafirleri dost edinmeyin. Allah´ın aleyhinize apaçık bir ferman vermesini mi istersiniz?
MUHAMMET ESED :
Siz ey imana ermiş olanlar! Müminleri bırakıp hakikati inkar edenleri dost edinmeyin! Suçluluğunuz konusunda Allahın önüne açık bir kanıt mı koymak istiyorsunuz?
Ö NASUHİ BİLMEN :
Ey imân etmiş olanlar! Mü´minleri bırakıp da kâfirleri dostlar edinmeyiniz. İstermisiniz ki, Allah için aleyhinize bir apaçık hüccet edinesiniz.
TEFHİMÜL KURAN :
Ey iman edenler, mü´minleri bırakıp kâfirleri veliler (dostlar) edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah´a apaçık olan kesin bir delil vermek ister misiniz?
SÜLEYMAN ATEŞ :
Ey inananlar, mü´minleri bırakıp kâfirleri dost tutmayın! Allah´a, aleyhinizde olacak açık bir delil vermek mi istiyorsunuz?
ŞABAN PİRİŞ :
-Ey iman edenler! Müminleri bırakıp kafirleri veli edinmeyin. Allah’a aleyhinizde apaçık bir delil vermek ister misiniz?