Ve rusülen kad kasasnahüm aleyke min kablü ve rusülel lem naksushüm aleyk ve kellemellahü musa teklıma
Ve rusulen kad kasasnâhum aleyke min kablu ve rusulen lem naksushum aleyk(aleyke), ve kellemallâhu mûsâ teklîmâ(teklîmen).
A. GÖLPINARLI :
Ve öyle peygamberler var ki onların ahvâlini anlattık sana önceden ve Allah Mûsâ ile de konuşmuştu.
ADEM UĞUR :
Bir kısım peygamberleri sana daha önce anlattık, bir kısmını ise sana anlatmadık. Ve Allah Musa ile gerçekten konuştu.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Gönderdiğimiz öyle peygamberler vardır ki, onları, bundan (bu sûreden) önce sana beyan ettik. Öyle peygamberler de vardır ki, sana onların kıssalarını bildirmedik; ve Allah, Musa’ya (vasıtasız) hitap etti.
BEKİR SADAK :
(164-16) 5 Peygamberlerden sonra, insanlarin Allah´a karsi bir huccetleri olmamasi icin, gonderilen mujdeci ve uyarici peygamberlerden bir kismini daha once sana anlatmis, bir kismini da anlatmamistik. Allah, Musa´ya hitabetmisti. Allah gucludur, Hakim´di
CELAL YILDIRIM :
Hem daha önce kıssalarını sana haber verdiğimiz peygamberlerle, kıssalarını haber vermediğimiz peygamberlere (vahyettiğimiz gibi) ve Allah Musa´ya seslenip konuştuğu gibi sana da vahiy indirdik).
DİYANET :
Daha önce kıssalarını sana anlattığımız peygamberler gönderdik. Anlatmadığımız (nice) peygamberler de gönderdik. Allah, Mûsa ile de doğrudan konuştu.
DİYANET VAKFI :
Bir kısım peygamberleri sana daha önce anlattık, bir kısmını ise sana anlatmadık. Ve Allah Musa ile gerçekten konuştu.
DİYANET İSLERİ :
Peygamberlerden sonra, insanların Allah'a karşı bir hüccetleri olmaması için, gönderilen müjdeci ve uyarıcı peygamberlerden bir kısmını daha önce sana anlatmış, bir kısmını da anlatmamıştık. Allah, Musa'ya hitabetmişti. Allah güçlüdür, Hakim'dir.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Hem gerek sana evvelce naklettiğimiz Resulleri, ve gerek nakletmediğimiz Resulleri gönderdiğimiz gibi, hem de Allahın Musâya kelâm söylemesi gibi
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Ve gerek sana önceden kendilerini anlattığımız peygamberleri, gerekse anlatmadığımız peygamberleri gönderdiğimiz, hem de Allah´ın Musa´ya kelam söylemesi gibi.
GÜLTEKİN ONAN :
Ve gerçekten sana daha önceden hikayelerini anlattığımız elçilere, anlatmadığımız elçilere (vahyettik). Tanrı, Musa ile de konuştu.
H. BASRİ ÇANTAY :
Öyle peygamberler (gönderdik ki) kıssalarını hakıykat önceden sana bildirdik. (Yine) öyle peygamberler (Yolladık ki) sana onların kıssalarını haber vermedik. Allah Musâya da hıtaab ile konuşdu.
FİZİLAL :
Daha önce bazılarını sana anlattığımız, bazılarını da anlatmadığımız peygamberler gönderdik. Allah, Musa ile de bizzat konuştu.
İBNİ KESİR :
Kıssalarını daha önce sana anlattığımız peygamberlerle, kıssasını sana anlatmadığımız peygamberlere de. Ve Allah Musa ile konuşmuştur.
MUHAMMET ESED :
ve hem daha önce sana bildirdiğimiz (öteki) elçilere, hem de bahsetmediğimiz elçiler(e vahyettiğimiz) gibi: ve Allahın Musaya sözünü söylediği gibi;
Ö NASUHİ BİLMEN :
Ve evvelce kıssalarını sana bildirdiğimiz peygamberleri ve kıssalarını sana bildirmediğimiz peygamberleri gönderdik. Ve Allah Teâlâ Mûsa ile bilmuhâtabe (aracısız) tekellüm buyurmuştur.
TEFHİMÜL KURAN :
Ve sana daha önceden gerçekten haberlerini aktarıp verdiğimiz peygamberler ile sana haberlerini aktarıp vermediğimiz peygamberlere de (vahyettik) . Allah, Musa ile de konuştu.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Daha önce sana anlattığımız elçilere ve sana anlatmadığımız elçilere de (vahyetmiştik). Ve Allâh Mûsâ´ya da konuşmuştu.
ŞABAN PİRİŞ :
Daha önce sana anlattığımız Peygamberlere ve anlatmadığımız Peygamberlere de (vahyettik). Allah Musa ile de doğrudan doğruya konuşmuştu.