Fe le nekussanne aleyhim bi ılmiv ve ma künna ğaibın
Fe le nekussanne aleyhim bi ilmin ve mâ kunnâ gâibîn(gâibîne).
A. GÖLPINARLI :
Onlara, tam bir bilgiyle her şeyi nakledeceğiz, bizim bulunmadığımız bir zaman, kaybolduğumuz bir vakit yoktu ki.
ADEM UĞUR :
Ve onlara (olup bitenleri) tam bir bilgi ile mutlaka anlatacağız. Biz, onlardan uzak değiliz.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Peygamberlerin tebliğlerini, ümmetlerin, itaat ve muhalefetlerini bildiğimiz halde, onlara (peygamberlere) haber veririz. Çünkü biz, onlardan (yaptıklarından ve söylediklerinden) habersiz ve gaip değildik.
BEKİR SADAK :
And olsun ki, yaptiklarini kendilerine bir bir anlatacagiz zira onlardan uzak degildik.
CELAL YILDIRIM :
Ve and olsun ki, onlara (kesin) bir bilgi ile (olup bitenleri) bir bir anlatacağız ve biz onlardan (hiç bir an) gâib değildik.
DİYANET :
Andolsun, onlara (yaptıklarını) tam bir bilgi ile anlatacağız. Çünkü biz onlardan uzak değiliz.
DİYANET VAKFI :
Ve onlara (olup bitenleri) tam bir bilgi ile mutlaka anlatacağız. Biz, onlardan uzak değiliz.
DİYANET İSLERİ :
And olsun ki, yaptıklarını kendilerine bir bir anlatacağız, zira onlardan uzak değildik.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Soracağız da kendilerine karşı olan biteni mutlak bir ılim ile behemehal anlatacağız, öyle ya biz onlardan gâib değil idik
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Soracağız da kendilerine karşı olup biteni mutlak bir ilim ile herhalde anlatacağız; çünkü Biz, her an onların yanındaydık.
GÜLTEKİN ONAN :
Andolsun (yapıp etmelerini) onlara bir ilimle mutlaka haber vereceğiz. Ve biz gaibler (onlardan uzakta olan habersizler) de değildik.
H. BASRİ ÇANTAY :
(Soracağız da) kendilerine karşı (olub biteni mutlak) bir ilim ile her halde anlatacağız. (Çünkü) biz (onlardan hiç bir zaman) gaaib değildik.
FİZİLAL :
Onlara olup bitenleri bilgimize dayanarak kesinlikle bir bir anlatacağız. Zira onlar hiçbir zaman bilgi alanımız dışında kalmamışlardı.
İBNİ KESİR :
Andolsun ki; onlara bilerek anlatacağız, zaten gaibler de değildik.
MUHAMMET ESED :
Ve sonra kendilerine mutlaka (yapıp ettikleri hakkındaki şaşmaz) bilgimizi açacağız: çünkü hiçbir zaman (onlardan) uzak değildik.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Sonra da onlara (yapmış olduklarını) bir bilgi ile elbette anlatacağız ve Biz (onlardan) gaibler olmuş değil idik.
TEFHİMÜL KURAN :
Andolsun, (yapıp etmelerini) onlara bir ilimle mutlaka haber vereceğiz. Ve biz gaibler (onlardan uzakta olan habersizler) de değildik.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Ve elbette onlara, olan biten herşeyi bilgi ile anlatacağız, zira biz onlardan uzak değiliz.
ŞABAN PİRİŞ :
Sonra da onlara, belge ile açıklayacağız. Zira biz uzak değildik.