Ve la takfü ma leyse leke bihı ılm innes sem´a vel besara vel füade küllü ülaike kane anhü mes´ula
Ve lâ takfu mâ leyse leke bihî ilm(ilmun), innes sem’a vel basara vel fuâde kullu ulâike kâne anhu mes’ûlâ(mes’ûlen).
A. GÖLPINARLI :
Bilmediğin şeyin üstünde durup ısrâr etme; çünkü kulak da, göz de, gönül de, hepsi de sorumludur bundan.
ADEM UĞUR :
Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyin ardınca gitme, çünkü kulak, göz ve kalb, bunların hepsi ondan sorumludur.
BEKİR SADAK :
Bilmedigin seyin ardina dusme; dogrusu kulak, goz ve kalp, bunlarin hepsi o seyden sorumlu olur.
CELAL YILDIRIM :
Bilmediğin bir şeyin ardına düşme; çünkü doğrusu kulak, göz ve kalb, bunların herbiri ondan (ardına düştüğün şeyden) sorumludur.
DİYANET :
Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.
DİYANET VAKFI :
Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.
DİYANET İSLERİ :
Bilmediğin şeyin ardına düşme; doğrusu kulak, göz ve kalp, bunların hepsi o şeyden sorumlu olur.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Bir de hiç bilmediğin bir şey´in ardınca gitme, çünkü kulak, göz, gönül, bunların her biri ondan mes´ul bulunuyor
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Bir de hiç bilmediğin bir şeyin ardınca gitme; çünkü kulak, göz, gönül; bunların her biri ondan sorumludur.
GÜLTEKİN ONAN :
Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve yürek (fuade), bunların hepsi ondan sorumludur.
H. BASRİ ÇANTAY :
Senin için hakkında bir bilgi haasıl olmayan şey´in ardına düşme. Çünkü kulak, göz, kalb: Bunların her biri bundan mes´uldür.
FİZİLAL :
Bilmediğin şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz, kalp var ya, bunların hepsi konusunda sorguya çekileceksiniz.
İBNİ KESİR :
Hakkında bilgin olmadığı şey üzerinde durma. Çünkü kulak da, göz de, kalb de bütün bunlar ondan sorumludurlar.
MUHAMMET ESED :
Bilmediğin şeyin ardına düşme; çünkü, işitme duyusu, görme duyusu ve kalp, bunların hepsi (Hesap Günü´nde) bundan sorguya çekilecektir!
Ö NASUHİ BİLMEN :
Ve senin için kendisine bilgi olmayan bir şeyin arkasına düşme. Şüphe yok ki kulak, göz, gönül, hepsinden (sahibi) sorulmuş olacaktır.
TEFHİMÜL KURAN :
Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve kalb, bunların hepsi ondan sorumludur.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Bilmediğin bir şeyin ardına düşme, çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi o(yaptığı)ndan sorumludur.
ŞABAN PİRİŞ :
Bilmediğin bir şeyin ardına düşme; zira kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.