Ve le kad sarrafna fı hazel kur´ani li yezzekkeru ve ma yezıdühüm illa nüfura
Ve lekad sarrafnâ fî hâzel kur’âni li yezzekkerû, ve mâ yezîduhum illâ nufûrâ(nufûren).
A. GÖLPINARLI :
Andolsun ki düşünüp ibret almaları için şu Kur´ân´da bu meseleyi apaçık ve defalarca anlattık, fakat bu anlatış, onların ancak, gerçekten büsbütün uzaklaşmalarına sebep olmada.
ADEM UĞUR :
Biz, onların akıllarını başlarına toplamaları için bu Kur´an´da (çeşitli ikaz ve ihtarları) türlü şekillerde tekrar ettik. Fakat bu, onlara, daha da kaçıp uzaklaşmaktan başka bir şey sağlamıyor.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Biz, Bu Kur’ân’da ibret misalleri verdik; cennet’le müjdeledik, Cehennem’le korkuttuk ki, düşünüp akıllarını başlarına alsınlar. Halbuki bu, ancak onların hakdan nefretini artırıyor.
BEKİR SADAK :
Biz, and olsun ki ogut almalari icin bu Kuran´da bunlari turlu turlu acikladik. Fakat bu aciklamalar ancak onlarin nefretini artirmistir.
CELAL YILDIRIM :
Şanıma and olsun ki biz, bu Kur´ân´da (sözü edilen hususları), iyice düşünüp öğüt alsınlar diye bir bir açıklayıp tekrarladık. Ne yazık ki bu uyarı ve öğütler onların sadece nefretini artırmaktadır.
DİYANET :
Andolsun biz, onlar düşünüp öğüt alsınlar diye (gerçekleri) bu Kur’an’da değişik biçimlerde açıkladık. Fakat bu, onların ancak kaçışlarını artırıyor.
DİYANET VAKFI :
Biz, onların akıllarını başlarına toplamaları için bu Kur´an´da (çeşitli ikaz ve ihtarları) türlü şekillerde tekrar ettik. Fakat bu, onlara, daha da kaçıp uzaklaşmaktan başka bir şey sağlamıyor.
DİYANET İSLERİ :
Biz, and olsun ki öğüt almaları için bu Kuran'da bunları türlü türlü açıkladık. Fakat bu açıklamalar ancak onların nefretini artırmıştır.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Biz bu ıhtarı bu Kur´anda türlü şekillerle ifade ettik ki düşünüp akıllarını başlarına alsınlar, halbuki o onların ancak ürkekliğini artırıyor
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Biz bu ikazı bu Kur´an´da türlü şekillerde açıkladık ki; düşünüp akıllarını başlarına alsınlar; oysa bu onların ancak ürkekliğini artırıyor!
GÜLTEKİN ONAN :
Andolsun, biz bu Kuran´da çeşitli açıklamalar yaptık, öğüt alıp düşünsünler diye. Oysa bu, onların daha uzaklaşmalarından başkasını arttırmıyor.
H. BASRİ ÇANTAY :
Andolsun, bu (ihtaarı) şu Kur´anda dürlü dürlü şekillerde açıklamışızdır. Tâki iyice düşünüb ibret alsınlar. Halbuki bu, onların (hakdan) nefret etmelerinden başka, bir şey´i artırmıyor.
FİZİLAL :
Kâfirler öğüt alıp, akıllarını başlarına toplasınlar diye bu Kur´an´da çeşitli uyarı yöntemleri kullandık. Fakat bu farklı uyarılar onların gerçekten daha da uzaklaşmalarından başka bir şeye yaramamıştır.
İBNİ KESİR :
Andolsun ki; Biz, öğüt alsınlar diye bu Kur´an´da çeşitli açıklamalar yaptık. Fakat bu, onların nefretinden başka bir şeyi artırmıyor.
MUHAMMET ESED :
Gerçek şu ki, bu Kuran´da Biz (gerçeği) pek çok yönden açık açık ortaya koyduk ki (onu inkar edenler) iyice içlerine sindirebilsinler: ne var ki, bu sadece onların nefretini artırdı.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Andolsun ki, Biz Kur´an´da bu ihtarı güzelce düşünsünler diye (mütenevvi sûrette) beyan ettik. Halbuki, bu onlar için nefretten başka bir şey arttırmıyor.
TEFHİMÜL KURAN :
Andolsun, biz bu Kur´anda çeşitli açıklamalar yaptık, öğüt alıp düşünsünler diye, oysa bu, onların daha da uzaklaşmalarından başkasını arttırmıyor.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Biz Kur´ân´da sözü türlü biçimlerde anlattık ki, düşünüp anlasınlar. Fakat bu, onların sadece kaçışlarını artırıyor.
ŞABAN PİRİŞ :
Bu Kur’an’da, öğüt alsınlar diye açıklamalar yaptık. Fakat, bu onların sadece nefretini artırdı.