Kalu sübhhaneke ente veliyyüna min dunihim bel kanu ya´büdunel cinn ekseruhüm bihim mü´minun
Kâlû subhâneke ente veliyyunâ min dûnihim, bel kânû ya’budûnel cinn(cinne), ekseruhum bihim mû’minûn(mû’minûne).
A. GÖLPINARLI :
Melekler, tenzîh ederiz seni derler, sensin bizim sâhibimiz ve yardımcımız, onlar değil. Hayır, onlar, cinlere kulluk ediyorlardı, çoğu, onlara inanıyordu.
ADEM UĞUR :
(Melekler de:) Sen yücesin, bizim dostumuz onlar değil, sensin. Belki onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmıştı; diyecekler.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
(Melekler şöyle) diyecekler: “-(Senden başkasına ibadet edilmekten) seni tenzih ederiz. Bizim sığınacak velimiz onlar değil, sensin. Doğrusu onlar cinlere (şeytanlara) tapıyorlardı, çoğu onlara inanmışlardı.”
BEKİR SADAK :
Melekler: «Hasa, bizim dostumuz onlar degil, Sensin. Hayir; onlar bize degil cinlere tapiyorlardi, cogu onlara inaniyorlardi» derler.
CELAL YILDIRIM :
Melekler, «seni tesbîh ve tenzîh ederiz; onlar değil, sen bizim yegâne sahibimizsin. Hayır, onlar, cinlere tapıyorlardı; çoğu onlara inanmışlardı,» diyecekler.
DİYANET :
(Melekler) derler ki: “Seni eksikliklerden uzak tutarız. Onlar değil, sen bizim dostumuzsun. Hayır, onlar cinlere ibadet ediyorlardı. Onların çoğu cinlere inanıyordu.”
DİYANET VAKFI :
(Melekler de:) Sen yücesin, bizim dostumuz onlar değil, sensin. Belki onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmıştı; diyecekler.
DİYANET İSLERİ :
Melekler: "Haşa, bizim dostumuz onlar değil, Sensin. Hayır; onlar bize değil cinlere tapıyorlardı, çoğu onlara inanıyorlardı" derler.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Demişlerdir: Zati sübhanına arzı tenzih ederiz, sensin onlara karşı bizim sığınacak veliymiz, hayır onlar cinlere tapıyorlardı, ekserisi onlara inanmışlardı.
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
«Seni tenzih ederiz. Sensin onlara karşı bizim sahibimiz! Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı, çoğu onlara inanmıştı!» diyeceklerdir.
GÜLTEKİN ONAN :
(Melekler) Derler ki: "Sen yücesin, bizim velimiz sensin, onlar değil. Hayır onlar cinlere tapıyordu ve çoğu onlara inançlılardı."
H. BASRİ ÇANTAY :
(Melekler de): «Seni (ortakdan) tenzîh ederiz. Bizim yârimiz onlar değil, Sensin. Belki onlar cinlere tapıyorlardı ve çoğu onlara îman edicilerdi» diyecekler.
FİZİLAL :
Melekler derler ki; «Seni her türlü noksanlıktan tenzih ederiz. Bizim dayanağımız, koruyucumuz onlar değil sensin. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı, çoğu onlara inanıyorlardı.»
İBNİ KESİR :
Melekler: Tenzih ederiz Seni, bizim dostumuz onlar değil Sensin. Hayır, onlar cinnlere tapıyorlardı ve çoğu da onlara iman etmişlerdi, derler.
MUHAMMET ESED :
Melekler: "Sen, kudret ve egemenliğinde eksiksiz ve kusursuzsun!" derler, "Bize yakın olan (yalnız) Sensin, onlar değil! Hayır, onlar (bize ibadet ettiklerini zannettikleri zaman, aslında) duyuları ile kavrayamadıkları güçlere (körcesine) tapıyorlardı; çoğu onlara inanmıştı".
Ö NASUHİ BİLMEN :
Melekler de (diyeceklerdir ki, Yarabbi!) «Seni tenzih ederiz. Bizim velîmiz, onlar değil Sen´sin. Hayır. Onlar cinlere tapar olmuşlardı. Onların birçokları onlara imân ediciler idi.»
TEFHİMÜL KURAN :
(Melekler) Derler ki: «Sen yücesin, bizim velimiz sensin, onlar değil. Hayır, onlar cinlere tapmaktaydı ve çoğu onlara iman etmişlerdi.»
SÜLEYMAN ATEŞ :
(Melekler) derler ki: "Sen yücesin, bizim velimiz (koruyucumuz) onlar değil, sensin. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı. Çokları onlara inanıyorlardı."
ŞABAN PİRİŞ :
-Seni tenzih ederiz, Bizim velimiz sensin. Onlar değil. Hayır, onlar cinlere kulluk ediyorlardı. Çoğu onlara inanıyordu, derler.