Ve kad keferu bihı min kabl ve yakzifune bil ğaybi mim mekanim beıyd
Ve kad keferû bihî min kabl(kablu), ve yakzifûne bil gaybi min mekânin baîd(baîdin).
A. GÖLPINARLI :
Ve gerçekten de önce ona kâfir olmuşlardı ve uzak bir yerdeyken gizli şeye dâir dillerine geleni söylüyorlardı.
ADEM UĞUR :
Halbuki daha önce onu (hakkı) inkâr etmişlerdi. Uzak bir yerden gayb hakkında atıp tutuyorlardı.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Halbuki daha önce (dünyada) O’nu= Hz. Peygamberi inkâr etmişlerdi; ve bilmedikleri şeye haktan uzak olarak lâf atıp duruyorlardı; (Peygamber için sihirbazdır, şairdir, kâhindir diyorlardı).
BEKİR SADAK :
Oysa onu daha once inkar etmisler, uzak bir yer olan dunyadan gorunmeyene dil uzatmislardi.
CELAL YILDIRIM :
Halbuki daha önce onu inkâr etmişler, uzak yerden gaybe taş atmışlar (bilmedikleri şeye dil uzatmışlardı.
DİYANET :
Oysa daha önce onu inkâr etmişlerdi ve uzak bir yerden gayb hakkında atıp tutuyorlardı.
DİYANET VAKFI :
Halbuki daha önce onu (hakkı) inkâr etmişlerdi. Uzak bir yerden gayb hakkında atıp tutuyorlardı.
DİYANET İSLERİ :
Oysa onu daha önce inkar etmişler, uzak bir yer olan dünyadan görünmeyene dil uzatmışlardı.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Halbuki evvel ona küfretmişlerdi, uzak yerden gaybe taş atıyorlardı
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Oysa daha önce O´na küfretmişlerdi, uzak yerden gaybe taş atıyorlardı.
GÜLTEKİN ONAN :
Oysa daha önce ona küfretmişlerdi; onlar uzak bir yerden gayba atıp tutuyorlardı (dil uzatıyorlardı).
H. BASRİ ÇANTAY :
Halbuki daha evvel ona küfretmişlerdi. Uzak bir yerden gaybe atıb tutuyorlardı.
FİZİLAL :
Vaktiyle onu inkâr etmişlerdi, o zaman uzaktan karanlığa taş atıyorlardı.
İBNİ KESİR :
Halbuki daha önce onu inkar etmişlerdi. Uzak bir yerden gayba atıp tutuyorlardı.
MUHAMMET ESED :
Halbuki önceleri hakikati inkara kalkışmışlar ve insan kavrayışının ötesindeki bazı şeylere uzaktan dil uzatmışlardı.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Halbuki, O´nu evvelce inkar etmişlerdi ve gayba uzak bir yerden taş atıyorlardı.
TEFHİMÜL KURAN :
Oysa daha önce onu inkâr etmişlerdi; onlar uzak bir yerden gayba atıp tutuyorlardı (dil uzatıyorlardı).
SÜLEYMAN ATEŞ :
Oysa daha önce onu inkâr etmişlerdi. Uzak yerden görülmeyene taş atıyorlardı.
ŞABAN PİRİŞ :
Oysa daha önce onu inkar etmişlerdi. Uzak bir yerden atıp tutuyorlardı.