Ve caet sekratul mevti bil hakk zalike ma kunte minhu tehıyd
Ve câet sekretul mevti bil hakk(hakkı), zâlike mâ kunte minhu tehîdu.
A. GÖLPINARLI :
Ölüm baygınlığı, gerçek olarak gelip çattı mı buydu işte denir, senin kaçıp durduğun.
ADEM UĞUR :
Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir de: İşte (ey insan) bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir, denir.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Bir de ölüm sarhoşluğu (can çekişme) gerçek olarak gelmiştir. (Ey insanoğlu!) işte bu, senin kaçıp durduğun şey!...
BEKİR SADAK :
Olum sarhoslugu gercekten gelir, ey insan, iste bu senin oteden beri korkup kactigin seydir.
CELAL YILDIRIM :
Ölümün kendinden geçirme sıkıntısı gerçekten gelince, ona : İşte bu senin ürküp korktuğun şeydir, denilir.
DİYANET :
Ölüm sarhoşluğu bir hakikat olarak insana gelir de ona, “İşte bu, senin öteden beri kaçıp durduğun şeydir” denir.
DİYANET VAKFI :
Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir de: İşte (ey insan) bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir, denir.
DİYANET İSLERİ :
Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir, ey insan, işte bu senin öteden beri korkup kaçtığın şeydir.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Ve ölüm sekeratı hakk ile geldikte işte diye: o senin kaçıp durduğun
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Ölüm sarhoşluğu gerçekten geldiğinde: «İşte o senin kaçıp durduğun!» diye.
GÜLTEKİN ONAN :
O, ölüm sarhoşluğu, bir gerçek olarak gelip de, (insana) "işte bu, senin yan çizip kaçmakta olduğun şeydir" (denildiği zaman da).
H. BASRİ ÇANTAY :
(Bir gün bakarsın ki) ölüm baygınlığı, gerçek olarak gelmiş. «İşte bu, senin kaçıb durduğun şey» (denilmiş) dir.
FİZİLAL :
Ölüm sarhoşluğu bir gün Hakk´ı getirir de «İşte ey insan bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir» denir.
İBNİ KESİR :
Ölüm sarhoşluğu gerçekten geldi. İşte bu; senin öteden beri kaçıp durduğun şeydir.
MUHAMMET ESED :
Ve (sonra,) ölüm kabusu, kendisiyle beraber (asıl) gerçeği de ortaya koyacaktır -işte bu, (ey insan,) senin her zaman kaçtığın şeydir!-
Ö NASUHİ BİLMEN :
Ve ölümün şiddeti bihakkın gelince: «İşte bu, kendisinden kaçınır olduğun şey» (denilecektir).
TEFHİMÜL KURAN :
O ölüm sarhoşluğu, bir gerçek olarak gelip de, (insana) «İşte bu, senin yan çizip kaçmakta olduğun şeydir» (denildiği zaman da).
SÜLEYMAN ATEŞ :
Ölüm sarhoşluğu gerçekten geldi. İşte (ey insan) bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir.
ŞABAN PİRİŞ :
Ölüm sarhoşluğu gerçekten geldiğinde, ona denir ki: -İşte senin kaçıp durduğun şey!