A. GÖLPINARLI :
Ve andolsun, onu, apaydın tanyerinde gördü.
ADEM UĞUR :
Andolsun ki, onu (Cebrail´i) apaçık ufukta görmüştür.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
And olsun ki, Peygamber, o Cebrâil’i açık ufukta gördü.
BEKİR SADAK :
And olsun ki, o, Cebrail´i apacik ufukta gormustur.
CELAL YILDIRIM :
And olsun ki. O, onu (Muhammed, Melek Cebrail´i) açık ufukta gördü.
DİYANET :
Andolsun o, Cebrâil’i apaçık ufukta gördü.
DİYANET VAKFI :
Andolsun ki, onu (Cebrail´i) apaçık ufukta görmüştür.
DİYANET İSLERİ :
And olsun ki, o, Cebrail'i apaçık ufukta görmüştür.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Vallahi gördü onu açık ufukta
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Vallahi onu (Cebrail) açık ufukta gördü.
GÜLTEKİN ONAN :
Andolsun o (peygamber), onu apaçık bir ufukta görmüştür.
H. BASRİ ÇANTAY :
Andolsun ki O (saahibiniz) onu apaçık ufukda görmüşdür.
FİZİLAL :
Şüphesiz (Muhammed) onu apaçık ufukta görmüştür.
İBNİ KESİR :
Andolsun ki; onu, apaçık ufukta görmüştür.
MUHAMMET ESED :
o gerçekten (meleği) gördü, berrak bir ufukta (gördü) onu;
Ö NASUHİ BİLMEN :
(23-25) Andolsun ki, onu apaçık ufukta gördü. Ve o, (peygamber) gaybe ait hususta behil değildir. Ve o, tardedilen bir şeytanın sözü değildir.
TEFHİMÜL KURAN :
Andolsun o (peygamber), onu apaçık bir ufukta görmüştür.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Andolsun (Muhammed) onu apaçık ufukta görmüştür.
ŞABAN PİRİŞ :
Onu (Cebrail’i) apaçık ufukta görmüştür.