Ve ma esabeküm yevmeltekal cem´ani fe bi iznillahi ve li ya´lemel mü7minın
Ve mâ asâbekum yevmel tekal cem’âni fe bi iznillâhi ve li ya’lemel mu’minîn(mu’minîne).
A. GÖLPINARLI :
İki topluluğun karşılaştığı gün size gelip çatan musîbet, Allah´ın izniyle gelip çatmıştı. Böylece de inananları bildirmeyi.
ADEM UĞUR :
(166-167)İki birliğin karşılaştığı gün sizin başınıza gelenler, ancak Allah´ın dilemesiyle olmuştur ki, bu da, müminleri ayırdetmesi ve münafıkları ortaya çıkarması için idi. Bunlara: "Gelin, Allah yolunda çarpışın; ya da savunma yapın" denildiği zaman, "Harbetmeyi bilseydik, elbette sizin peşinizden gelirdik" dediler. Onlar o gün, imandan çok, kâfirliğe yakın idiler. Ağızlarıyla, kalplerinde olmayanı söylüyorlardı. Halbuki Allah, onların içlerinde gizlediklerini daha iyi bilir.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
İki topluluğun (Mümin ve müşriklerin Uhud savaşında) karşılaştığı gün, başınıza gelen musibet, Allah’ın izniyle olup müminlerin sebatını göstermek içindi.
BEKİR SADAK :
(166-16) 7 Iki toplulugun karsilastigi gunde basiniza gelen, Allah´in izniyledir. Bu, inananlari da, munafiklik edenleri de belirtmesi icindir. Munafiklik edenlere: «gelin, Allah yolunda savasin, veya hic olmazsa savunmada bulunun» dendigi zaman: «Eger sa
CELAL YILDIRIM :
(166-167) İki topluluğun karşılaştığı günde başınıza gelen musîbet de Allah´ın izniyledir. Bu da mü´minleri belirlemesi, münafıklık yapanları da ayırd etmesi içindir ki onlara : «Geliniz Allah yolunda savaşınız veya (hiç olmazsa) savunmaya geçiniz» denilmişti ; onlar ise «Biz savaşmasını (veya savaş olacağını) bilseydik arkanızdan gelirdik» diye cevap vermişlerdi. Onlar o gün imândan çok küfre yakındılar. Kalblerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlardı. Allah neyi gizlediklerini daha iyi bilendir..
DİYANET :
(166-167) İki topluluğun (ordunun) karşılaştığı günde başınıza gelen musibet Allah’ın izniyledir. Bu da mü’minleri ortaya çıkarması ve münafıklık yapanları belli etmesi içindi. Onlara (münafıklara), “Gelin, Allah yolunda savaşın veya savunmaya geçin” denildi de onlar, “Eğer savaşmayı bilseydik, arkanızdan gelirdik” dediler. Onlar o gün, imandan çok küfre yakın idiler. Ağızlarıyla kalplerinde olmayanı söylüyorlardı. Oysa Allah, içlerinde gizledikleri şeyi çok iyi bilmektedir.
DİYANET VAKFI :
(166-167) İki birliğin karşılaştığı gün sizin başınıza gelenler, ancak Allah´ın dilemesiyle olmuştur ki, bu da, müminleri ayırdetmesi ve münafıkları ortaya çıkarması için idi. Bunlara: «Gelin, Allah yolunda çarpışın; ya da savunma yapın» denildiği zaman, «Harbetmeyi bilseydik, elbette sizin peşinizden gelirdik» dediler. Onlar o gün, imandan çok, kâfirliğe yakın idiler. Ağızlarıyla, kalplerinde olmayanı söylüyorlardı. Halbuki Allah, onların içlerinde gizlediklerini daha iyi bilir.
DİYANET İSLERİ :
İki topluluğun karşılaştığı günde başınıza gelen, Allah'ın izniyledir. Bu, inananları da, münafıklık edenleri de belirtmesi içindir. Münafıklık edenlere: "gelin, Allah yolunda savaşın, veya hiç olmazsa savunmada bulunun" dendiği zaman: "Eğer savaşmayı bilseydik, ardınızdan gelirdik" dediler. O gün, onlar imandan çok inkara yakındılar. Kalblerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlar. Allah gizlediklerini onlardan iyi bilir.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
O iki cem´iyet çarpıştığı gün başınıza gelen de yine Allahın izniledir. Hem mü´minleri belli edeceği için,
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
O iki ordu çarpıştığı gün başınıza gelen de yine Allah´ın izniyledir. Hem müminleri belli edeceği,
GÜLTEKİN ONAN :
İki topluluğun karşı karşıya geldiği gün, size isabet eden ancak Tanrı´nın izniyle idi. (Bu, Tanrı´nın) inançlıları ayırdetmesi; (ve)
H. BASRİ ÇANTAY :
İki ordu karşılaşdığı gün size gelen musıybet Allahın emriyle idi. (Bu, Allahın) mü´minleri ayırd etmesi.
FİZİLAL :
İki topluluğun karşılaştığı gün başınıza gelen musibet, Allah´ın izni ile gerçekleşti. Bu musibet, Allah´ın müminleri belirlemesi için meydana geldi.
İBNİ KESİR :
İki ordu karşılaştığı gün size gelen musibet, Allah´ın emriyleydi. Bu; mü´minleri belirtmek içindi.
MUHAMMET ESED :
iki ordunun harpte karşılaştığı gün başınıza gelenler Allah´ın izni ile gerçekleşti. Bu, Allah´ın (gerçek) müminleri belirlemesi içindi;
Ö NASUHİ BİLMEN :
İki ordunun karşılaştığı gün size isabet eden, Allah Teâlâ´nın izni ile idi ve mü´minleri temyiz etmesi içindi.
TEFHİMÜL KURAN :
İki topluluğun karşı karşıya geldiği gün, size isabet eden ancak Allah´ın izniyle idi. (Bu, Allah´ın) mü´minleri ayırdetmesi;
SÜLEYMAN ATEŞ :
İki topluluğun karşılaştığı gün, sizin başınıza gelen, ancak Allâh´ın izniyle olmuştur ki (O), inananları bilsin (deneyip ortaya çıkarsın).
ŞABAN PİRİŞ :
(166-167) İki ordunun çarpıştığı gün başınıza gelen ancak Allah’ın izni ile olmuştu. Müminleri belirlemek ve münafıklık edenleri de ortaya çıkarmak için. O münafıklara: -Gelin, Allah yolunda savaşın veya müdafaada bulunun! denilmiş, onlar da: -Savaşmayı bilseydik, ardınızdan gelirdik elbette, demişlerdi. Onlar o gün, imandan çok küfre yakındılar. Ağızlarıyla kalplerinde olmayanı söylüyorlardı. Allah onların gizlediğini çok iyi biliyor.