Ve ma ente bihadil umyi an dalaletihim in tüsmiu illa mey yü´minü bi ayatina fehüm müslimun
Ve mâ ente bi hâdil umyi an dalâletihim, in tusmiu illâ men yu’minu bi âyâtinâ fe hum muslimûn(muslimûne).
A. GÖLPINARLI :
Ve sen, körleri sapıklıklarından döndürüp doğru yola sevkedemezsin. Sen, ancak delillerimize inananlara duyurursun; gerçekten de onlardır Müslüman olanlar.
ADEM UĞUR :
Körleri de sapıklıklarından (vazgeçirip) doğru yola iletemezsin. Ancak teslimiyet göstererek âyetlerimize iman edenlere duyurabilirsin.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Körleri, (kalbleri kör olanları) da, sen, sapıklıklarından ayırıb doğru yola iletici değilsin. Sen ancak ayetlerimize iman edeceklere (davetini) duyurursun da, onlar İslâma gelir, selâmeti bulurlar.
BEKİR SADAK :
Korleri sapiklikalrindan vazgecirip dogru yola donduremezsin; ancak ayetlerimize inananlara duyurabilirsin; iste onlar muslumanlardir. *
CELAL YILDIRIM :
Ve sen, körleri sapıklıktan doğru yola çevirecek de değilsin. Sen ancak âyetlerimize inananlara duyurabilirsin ki onlar Müslümanlar (Hakk´a dosdoğru teslimiyet gösterenleridir,.
DİYANET :
Sen, körleri sapkınlıklarından çıkarıp doğru yola iletemezsin. Sen, çağrını ancak âyetlerimize inanıp müslüman olan kimselere işittirebilirsin.
DİYANET VAKFI :
Körleri de sapıklıklarından (vazgeçirip) doğru yola iletemezsin. Ancak teslimiyet göstererek âyetlerimize iman edenlere duyurabilirsin.
DİYANET İSLERİ :
Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola döndüremezsin; ancak ayetlerimize inananlara duyurabilirsin; işte onlar Müslümanlardır.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Körlerin de şaşkınlıklarından yol göstericisi değilsin, ancak âyetlerimize iyman edeceklere işittirirsin de onlar islâma gelir, selâmeti bulurlar
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Körleri de sapıklıktan doğru yola çıkaramazsın; sen ancak ayetlerimize iman edeceklere duyurabilirsin de onlar İslam´a gelir, selameti bulurlar.
GÜLTEKİN ONAN :
Ve sen kendi sapıklıkları içinde kör olanları da doğruya iletici değilsin. Sen yalnızca bizim ayetlerimize inananlara duyurabilirsin ki onlar müslümanlardır.
H. BASRİ ÇANTAY :
Sen körleri dahi sapıklıklarından ayırıb doğru yola iletici değilsin. Sen (başkalarına değil) ancak âyetlerimize îman edib de müslüman olanlara, (yalınız) onlara dinletebilirsin.
FİZİLAL :
Ve sen, körleri de sapıklıklarından çıkarıp yola getiremezsin. Sen ancak ayetlerimize inananlara işittirirsin de onlar müslüman olurlar.
İBNİ KESİR :
Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola döndüremezsin. Sen; ayetlerimizi ancak inananlara duyurabilirsin. İşte onlar, müslümanlardır.
MUHAMMET ESED :
Ve yine, (kalpleri) kör olanları sapıklıklarından döndürüp doğru yola iletemezsin. Sen (davetini) ancak mesajlarımıza inan(mak istey)enlere ve böylece kendilerini Bize teslim edenlere duyurabilirsin.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Ve sen körleri de sapıklıklarından (kurtarıp) doğru yola iletici değilsin. Sen ancak âyetlerimize imân edenlere dinletebilirsin. İşte müslüman olanlar onlardır.
TEFHİMÜL KURAN :
Ve sen kendi sapıklıkları içinde kör olanları da doğruya iletici değilsin. Sen yalnızca, bizim ayetlerimize iman etmekte olanlara duyurabilirsin ki onlar Müslümanlardır.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Ve sen, körleri de sapıklıklarından çıkarıp yola getiremezsin. Sen ancak, âyetlerimize inananlara işittirirsin de onlar müslüman olurlar.
ŞABAN PİRİŞ :
Körleri de sapıklıklarından doğru yola iletemezsin. Sen, ancak ayetlerimize inananlara sesini duyurabilirsin. Çünkü onlar teslim olmuşlardır.