Ve iza reeyte semme reeyte ne´ıymen ve mulken kebiyren.
Ve izâ reeyte semme reeyte naîmen ve mulken kebîrâ(kebîren).
A. GÖLPINARLI :
Ne yana baksan nîmetler görürsün, ne yana baksan, pek büyük ve zevalsiz bir saltanat ve devletler.
ADEM UĞUR :
Ne yana bakarsan bak, (yığınla) nimet ve ulu bir saltanat görürsün.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Orada her nereye baksan, bir nimet ve pek büyük bir mülk (saltanat) görürsün.
BEKİR SADAK :
Oranin neresine baksan, nimet ve buyuk bir saltanat gorursun.
CELAL YILDIRIM :
Orada nereye baksan hep nîmet ve büyük bir mülk görürsün.
DİYANET :
Orada, görünce (sonsuz) nimetler ve büyük bir mülk (hükümranlık) görürsün.
DİYANET VAKFI :
Ne yana bakarsan bak, (yığınla) nimet ve ulu bir saltanat görürsün.
DİYANET İSLERİ :
Oranın neresine baksan, nimet ve büyük bir saltanat görürsün.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Ve gördüğün zaman orada bir na´îm ve pek büyük bir mülk görürsün
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Gördüğün zaman orada bol bir nimet ve büyük bir saltanat görürsün.
GÜLTEKİN ONAN :
Her nereye baksan, bir nimet ve büyük bir mülk görürsün.
H. BASRİ ÇANTAY :
Orada herhangi bir yeri gördüğün zaman (büyük) bir ni´met, bol bir (ihtişam ve) saltanat görürsün.
FİZİLAL :
Nereye baksan bir nimet ve büyük bir saltanat görürsün.
İBNİ KESİR :
Nereye baksan; orada bir nimet ve büyük bir mülk görürsün.
MUHAMMET ESED :
ve (nereye) baksan, (yalnız) kutsanmışlık ve aşkın bir düzen göreceksin.
Ö NASUHİ BİLMEN :
(19-20) Onların etrafında ebedîler olan genç hizmetçiler dolaşır, onları göreceğin zaman onları birer saçılmış inci sanırsın. Ve orada göreceğin zaman, bir nîmet ve bir büyük mülk görmüş olursun.
TEFHİMÜL KURAN :
Her nereye baksan, bir nimet ve büyük bir mülk görürsün.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Orada nereye baksan, bir ni´met ve büyük bir mülk görürsün.
ŞABAN PİRİŞ :
Nereye baksan, nimet ve büyük bir saltanat görürsün.