Ve yut´ımunetta´ame ´ala hubbihi miskiynen ve yetiymen ve esiyren.
Ve yut’imûnet taâme alâ hubbihî miskînen ve yetîmen ve esîrâ(esîren.)
A. GÖLPINARLI :
Ve ona ihtiyaçları olduğu halde yemeklerini yoksula ve yetime ve tutsağa verirler, onları doyururlar.
ADEM UĞUR :
Onlar, kendi canları çekmesine rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Yoksula, yetime, esire seve seve yemek yedirirler.
BEKİR SADAK :
Onlar icleri cektigi halde, yiyecegi yoksulla, oksuze ve esire yedirirler.
CELAL YILDIRIM :
(8-9) Allah sevgisi için (veya mala olan sevgilerine rağmen) fakire, yoksula, yetime ve esîre yedirirler. Sizi ancak Allah rızası için yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür bekliyoruz.