A. GÖLPINARLI :
Gizli olan bir şeyi mi anlamış, yoksa rahmandan bir söz mü almış?
ADEM UĞUR :
O, gaybı mı bildi, yoksa Allah´ın katından bir söz mü aldı?
ALİ FIKRİ YAVUZ :
O, gayba muttali mi olmuş, yoksa Rahman’ın huzurunda bir söz mü almış?
BEKİR SADAK :
O gorulmeyeni mi biliyor, yoksa Rahman katindan bir soz mu almistir?
CELAL YILDIRIM :
Gaybı mı biliyor, yoksa Rahmân´ın katından bir söz mü almıştır?
DİYANET :
Gaybı mı görüp bilmiş, yoksa Rahmân’dan bir söz mü almış?
DİYANET VAKFI :
O, gaybı mı bildi, yoksa Allah´ın katından bir söz mü aldı?
DİYANET İSLERİ :
O görülmeyeni mi biliyor, yoksa Rahman katından bir söz mü almıştır?
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Gaybe muttali´ mi olmuş? Yoksa rahmanın huzurunda bir ahid mi almış?
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
O, gayba vakıf mı olmuş yoksa esirgemesi çok olan Allah´ın katında bir söz mü almış?
GÜLTEKİN ONAN :
O, gayba mı tanık oldu, yoksa Rahmanın katında(n) bir ahid mi aldı?
H. BASRİ ÇANTAY :
O, gayba mı vaakıf, yoksa çok esirgeyici (Allah) nezdinde bir ahid mi edinmiş?
FİZİLAL :
Gaybın bilgisi mi önüne açıldı, yoksa rahmeti bol olan Allah´dan kesin söz mü aldı?
İBNİ KESİR :
O, görülmeyeni mi biliyor yoksa Rahman katından bir söz mü almış?
MUHAMMET ESED :
Yoksa o beşeri algı ve tasavvurların ulaşamayacağı bir görüş alanına mı erişti; yahut sınırsız rahmet Sahibi´yle bir sözleşme mi yaptı?
Ö NASUHİ BİLMEN :
Gayba vakıf mı olmuş, yoksa Rahmân´ın nezdinde bir ahd mi edinmiş?
TEFHİMÜL KURAN :
O, gayba mı tanık oldu, yoksa Rahman (olan Allah) ın katında(n) bir ahid mi aldı?
SÜLEYMAN ATEŞ :
Gaybe mi çık(ıp bak)tı, yoksa Rahmân´ın huzûrunda bir söz mü aldı (Allâh ile bir andlaşma mı yaptı)?
ŞABAN PİRİŞ :
O gaybı mı biliyor, yoksa Rahman’dan bir söz mü almış?