Vellezine yü´minune bi ma ünzile ileyke ve ma ünzile min kablik* ve bil ahırati hüm yukınun
Vellezîne yu’minûne bi mâ unzile ileyke ve mâ unzile min kablik(kablike) ve bil âhireti hum yûkınûn(yûkınûne).
A. GÖLPINARLI :
Onlar, sana indirilene de inanırlar, senden önce indirilenlere de; ahirete de iyice inanmışlardır.
ADEM UĞUR :
Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
O kimseler ki, sana gönderilene (Kur’an’a) ve senden önceki Peygamberlere gönderilene (Tevrât, İncil, Zebûr ve diğer suhufa) îman ederler ve âhirete (kıyamete) ise şüphesiz yakînen inanırlar.
BEKİR SADAK :
Onlar, sana indirilen Kitab´a da, senden once indirilenlere de inanirlar; ahirete de yalniz onlar kesinlikle inanirlar.
CELAL YILDIRIM :
Ve onlar ki, Sana indirilene de, Senden önce indirilene de imân ederler. Âhiret´e de ancak onlar kesin bir bilgiyle inanırlar.
DİYANET :
Onlar sana indirilene de, senden önce indirilenlere de inanırlar. Ahirete de kesin olarak inanırlar.
DİYANET VAKFI :
Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar.
DİYANET İSLERİ :
Onlar, sana indirilen Kitap'a da, senden önce indirilenlere de inanırlar; ahirete de yalnız onlar kesinlikle inanırlar.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Ve onlar ki hem sana indirilene iman ederler hem senden evvel indirilene, ahırete yakini de bunlar edinirler.
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Ve onlar ki, hem sana indirilene iman ederler, hem senden evvel indirilene. Ahirete kesin inancı da bunlar edinirler.
GÜLTEKİN ONAN :
Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inanırlar. Ahiret konusunda da hiçbir kuşkuları yoktur.
H. BASRİ ÇANTAY :
(O takvaa saahibleri ki Habîbim) onlar sana indirilene de, senden evvel indirilenlere de inanırlar. Âhirete ise onlar şübhesiz bir bilgi ve inan beslerler.
FİZİLAL :
Yine onlar gerek sana ve gerekse senden önce indirilen kitaplara inanırlar ve Ahiretten hiç kuşku duymazlar.
İBNİ KESİR :
Onlar ki sana indirilene de, senden önce indirilmiş olanlara da inanırlar. Ve onlar ahireti de yakınen tanırlar.
MUHAMMET ESED :
Ve onlar (ey peygamber), sana indirilene de senden önce indirilmiş olana da iman ederler, öteki dünyanın varlığından bütün kalpleriyle emindirler.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Ve onlar o kimselerdir ki sana indirilmiş ve senden evvel indirilmiş kitaplara da imân ederler ve onlar ahirete de yakînen kani olurlar.
TEFHİMÜL KURAN :
Ve (yine) onlar, sana indirilene, senden önce indirilenlere iman ederler ve ahirete de kesin bir bilgiyle inanırlar.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar; âhirete de kesinlikle iman ederler.
ŞABAN PİRİŞ :
Onlar, sana indirilene, senden önce indirilenlere ve ahirete de kesin olarak inanırlar.