Ve nümekkine lehüm fil erdı ve nüriye fir´avne ve hamane ve cüundehüma minhüm ma kanu yahzerun
Ve numekkine lehum fîl ardı ve nuriye fir’avne ve hâmâne ve cunûdehumâ minhum mâ kânû yahzerûn(yahzerûne).
A. GÖLPINARLI :
İstiyorduk ki onları yeryüzünde yerleştirip kuvvetlendirelim ve Firavun´la Hâmân´a ve askerlerine de, onlardan çekindikleri şeyleri gösterelim.
ADEM UĞUR :
Ve o yerde onları hakim kılmak; Firavun ile Hâmân´a ve ordularına, onlardan (İsrailoğullarından gelecek diye) korktukları şeyi göstermek (istiyorduk).
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Bir de o ezilmekte olan İsrailoğullarına Mısır ve Şam’da kuvvet ve üstünlük verelim de hem Firavun’a, hem (veziri) Hâmân’a ve ordularına, onlardan (Mûsa ve İsrailoğullarından) korktukları şeyi (helâklerini) gösterelim.
CELAL YILDIRIM :
O yerlere yerleştirmeyi ve Fir´avn´a, Hâmân´a ve askerlerine onlardan (hep endişe duyup) kaçındıkları hususu göstermeyi diledik.
DİYANET :
Yeryüzünde onları kudret sahibi kılalım ve onların eliyle Firavun’a, Hâmân’a ve ordularına, çekinegeldikleri şeyleri gösterelim.
DİYANET VAKFI :
Ve o yerde onları hakim kılmak; Firavun ile Hâmân´a ve ordularına, onlardan (İsrailoğullarından gelecek diye) korktukları şeyi göstermek (istiyorduk).
DİYANET İSLERİ :
Biz, memlekette güçsüz sayılanlara iyilikte bulunmak, onları önderler kılmak, onları varis yapmak, memlekete yerleştirmek; Firavun, Haman ve her ikisinin askerlerine, çekinmekte oldukları şeyleri göstermek istiyorduk.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Ve Arzda onlara kuvvet ve müknet verelim de Fir´avne, Haman´e ve ordularına onlardan kortukları şeyi gösterelim
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Ve onlara arzda (yeryüzünde) hakimiyet verip Firavun, Haman ve ordularına korktukları şeyi, onların vasıtasıyla gösterelim.
GÜLTEKİN ONAN :
Ve (istiyoruz ki) onları yeryüzünde ´iktidar sahipleri olarak yerleşik kılalım´, Firavuna, Haman´a ve askerlerine, onlardan sakındıkları şeyi gösterelim.
H. BASRİ ÇANTAY :
Onlara o yerde kudret (ve haakimiyyet) verelim, Fir´avna, Hâmâne ve bunların ordularına da onlardan kocunmakda oldukları şey´i (başlarına getirib) gösterelim.
FİZİLAL :
Ve onları o ülkede hakim kılalım. Firavun´a Haman´a ve askerlerine; başlarına gelmesinden korktukları şeyi gösterelim.
İBNİ KESİR :
Ve onları memleketlerine yerleştirelim, Firavun´ a Haman´a ve ikisinin askerlerine çekinmekte oldukları şeyleri gösterelim.
MUHAMMET ESED :
ve onları güvenlik içinde yeryüzünde yerleştirelim; Firavun´u, Haman´ı ve onların ordularını da onların (İsrailoğulları´nın) eliyle korktukları şeye uğratalım.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Ve yeryüzünde onlara kudret vermek ve Fir´avun ile Haman´a ve ordularına onlardan kaçındıkları şeyi (bizler) göstermek istedik.
TEFHİMÜL KURAN :
Ve (istiyoruz ki) onları yeryüzünde ´iktidar sahipleri olarak yerleşik kılalım´, Firavun´a, Hâmân´a ve askerlerine, onlardan sakınmakta oldukları şeyi gösterelim.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Ve onları o yerde iktidâra getirelim de Fir´avn´a, Hâmân´a ve askerlerine, onlardan (ezdikleri zümreden) korktukları şeyi gösterelim.
ŞABAN PİRİŞ :
Onları ülkeye yerleştirip, Firavun, Haman ve ordularının korktuklarını onlara göstermek istiyorduk.