Ellezıne amenu ve lem yelbisu ımanehüm bi zulmin ülaike lehümül emnü ve hüm mühtedun
Ellezîne âmenû ve lem yelbisû îmanehumbi zulmin ulâike lehumul emnu ve hum muhtedûn(muhtedûne).
A. GÖLPINARLI :
İnananlar ve inançlarını haksızlıkla karıştırmayanlardır emîn olmaya hak kazananlar ve onlardır doğru yolu bulmuş olanlar.
ADEM UĞUR :
İnanıp da imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
İman edip de imanlarını zulüm ve şirkle bulaştırmayanlar (var ya), işte korkudan emin olmak onların hakkıdır ve hidâyete erenler de onlardır.
BEKİR SADAK :
Iste guven; onlara, inanip haksizlik karistirmayanlaradir. Onlar dogru yoldadirlar. *
CELAL YILDIRIM :
İimân edip imânlarını hiçbir haksızlıkla karıştırmayanlar var ya, işte güven onlaradır; doğru yola erişenler de onlardır.
DİYANET :
İman edip de imanlarına zulmü (şirki) bulaştırmayanlar var ya; işte güven onların hakkıdır. Doğru yolu bulmuş olanlar da onlardır.
DİYANET VAKFI :
İnanıp da imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır.
DİYANET İSLERİ :
İşte güven; onlara, inanıp haksızlık karıştırmayanlaradır. Onlar doğru yoldadırlar.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
İyman edib de iymanlarını bir haksızlıkla telbis etmiyen kimseler işte korkudan emîn olmak onların hakkıdır ve hidayete erenler onlardır
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
İman edip de imanlarını bir haksızlıkla karıştırmayan kimseler, işte korkudan emin olmak onların hakkıdır ve hidayete erenler de onlardır.
GÜLTEKİN ONAN :
inananlar ve inançlarını zulmle karıştırmayanlar, işte güvenlik (emnü) onlar içindir ve onlar hidayete ermişlerdir.
H. BASRİ ÇANTAY :
Îman edenler, bununla beraber îmanlarını haksızlıkla da bulaşdırmayanlar, işte (ancak) onlardır ki (korkudan) emîn olmak hakkı kendilerinindir. Onlar doğru yolu bulmuş kimselerdir.
FİZİLAL :
İman edenler ve bu imanlarına zulüm karıştırmayanlar var ya, güven işte onlar içindir, doğru yolda olanlar onlardır.
İBNİ KESİR :
İman edenler, imanlarını zulüm ile bulaştırmayanlar, işte onlaradır emniyet. Ve işte onlar, hidayete ermiş olanlardır.
MUHAMMET ESED :
"İmana ermiş olan ve zulüm işleyerek imanlarını karartmayanlar, işte onlardır güven içinde olacak olanlar, çünkü doğru yolu bulanlar onlardır!" dedi.
Ö NASUHİ BİLMEN :
O kimseler ki, imân etmişler ve imânlarını bir zulme bulaştırmamışlardır. İşte korkudan emin olmak onlara aittir. Ve hidâyete ermiş olanlar da onlardır.
TEFHİMÜL KURAN :
İman edenler ve imanlarını zulümle karıştırmayanlar, işte güvenlik onlar içindir ve onlar hidayete ermişlerdir.
SÜLEYMAN ATEŞ :
İnananlar ve imanlarını bir haksızlıkla bulamayanlar... İşte güven onlarındır ve doğru yolu bulanlar da onlardır.
ŞABAN PİRİŞ :
İman edenler ve imanlarına zulüm karıştırmayanlar, işte emniyet onlar içindir, hidayette olanlar da onlardır.