Fe ehazethümür racfetü fe asbehu fı darihim casimın
Fe ehazethumur recfetu fe asbehû fî dârihim câsimîn(câsimîne).
A. GÖLPINARLI :
Derken, şiddetli bir depremle azâba uğradılar, yurtlarında diz çökmüş bir halde yüzükoyun kapanarak helâk olup gittiler.
ADEM UĞUR :
Derken o şiddetli deprem onları yakalayıverdi de yurtlarında diz üstü donakaldılar.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Nihayet onları, o korkunç zelzele (sarsıntı) yakalayıverdi. Böylece evlerinde çöküp helâk oldular.
BEKİR SADAK :
Bu yuzden onlari bir sarsinti tuttu ve olduklari yerde diz ustu cokuverdiler.
CELAL YILDIRIM :
(91-92) Bunun üzerine onları müthiş sarsıntı yakalayıverdi ve (böylece) kendi yurtlarında oldukları yerde dizüstü çöküp kaldılar; Şuâyb´ı yalanlayanlar sanki orada hiç şenşatır yaşamamış gibi oldular. Şuâyb´ı yalanlayanlar ziyana uğrayanların tâ kendileri oldular.
DİYANET :
Derken, onları o korkunç sarsıntı yakaladı da yurtlarında yüzüstü hareketsiz çöke kaldılar.
DİYANET VAKFI :
Derken o şiddetli deprem onları yakalayıverdi de yurtlarında diz üstü donakaldılar.
DİYANET İSLERİ :
Bu yüzden onları bir sarsıntı tuttu ve oldukları yerde diz üstü çöküverdiler.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Derken onları o recfe tutuverdi, derhal vatanlarında çöke kaldılar
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Derken onları o dehşetli sarsıntı yakalayıverdi ve hemen yurtlarında çökekaldılar.
GÜLTEKİN ONAN :
Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar.
H. BASRİ ÇANTAY :
Bunun üzerine onları o müdhiş zelzele yakalayıverdi de yurdlarında diz üstü çöken (helake uğrayan) kimseler oldular.
FİZİLAL :
Bu arada ani bir yersarsıntısına tutuldular da oldukları yerde yığılıp kalıverdiler.
İBNİ KESİR :
Bunun üzerine onları sarsıntı yakalayıverdi. Ve yurtlarında dizüstü çökenler oldular.
MUHAMMET ESED :
Derken, bir deprem onların işini bitirdi: kendi evlerinde cansız olarak yere serilip kaldılar.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Derken onları şiddetli bir zelzele yakaladı da yurtlarında diz üstü çöken kimseler oldular.
TEFHİMÜL KURAN :
Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da, kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Derken o müthiş sarsıntı onları yakalayıverdi, yurtlarında diz üstü çökekaldılar.
ŞABAN PİRİŞ :
(91-92.) Onları dehşetli bir sarsıntı tuttu ve oldukları yerde çöküp kaldılar. Şuayb’ı yalanlayanlar sanki orda hiç yaşamamış gibi oldular. Şuayb’ı yalanlayanların asıl kendileri mahvoldu.