Fe menibtegâ verâe zâlike fe ulâike humul âdûn(âdûne).
A. GÖLPINARLI :
Bunlardan başkasını isteyenlere gelince, onlardır haddi aşanların ta kendileri.
ADEM UĞUR :
Bundan öteye (geçmek) isteyenler ise, onlar taşkınların ta kendileridir,
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Fakat bundan (zevce ve cariyelerden) ötesini arayanlar, işte onlar haddi aşanlardır.
BEKİR SADAK :
Bu sinirlari asmak isteyenler, iste onlar, asiri gidenlerdir.
CELAL YILDIRIM :
Bunun ötesini arayıp arzu edenler (olursa), işte onlar (meşru´ sınırı) aşanlardır..
DİYANET :
Kim bunun ötesini isterse, işte onlar sınırı aşan kimselerdir.
DİYANET VAKFI :
(29-31) Irzlarını koruyanlar -ancak eşlerine ve cariyelerine karşı müstesna; çünkü onlar kınanmaz; bundan öteye (geçmek) isteyenler ise, onlar taşkınların ta kendileridir-;
DİYANET İSLERİ :
Bu sınırları aşmak isteyenler, işte onlar, aşırı gidenlerdir.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Fakat ondan ötesini arayanlar, işte onlar haddi aşan haşarılardır
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Fakat ondan ötesini arayanlar ise haddi aşan haşarılardır.
GÜLTEKİN ONAN :
Fakat bunun ötesini arayanlar, artık onlar sınırı çiğneyenlerdir.
H. BASRİ ÇANTAY :
Fakat bundan ötesini arayan kişiler (yok mu?) işte onlar haddi çiğneyip aşanların ta kendileridir.
FİZİLAL :
Ama kim bundan ötesini ararsa, onlar sınırı aşanlardır.
İBNİ KESİR :
Kim de bundan ötesini ararsa; işte onlar, haddi aşanların kendileridir.
MUHAMMET ESED :
ama o (sınır)ın ötesine geçmek isteyenler, gerçek haddi aşanlardır;
Ö NASUHİ BİLMEN :
Artık her kim bunun ötesini araştırırsa işte haddi aşmış olanlar onlardır, onlar.
TEFHİMÜL KURAN :
Fakat bunun ötesini arayanlar, artık onlar sınırı çiğneyenlerdir.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Ama kim bundan ötesini ararsa, onlar (sınırı) aşanlardır.
ŞABAN PİRİŞ :
Bundan ötesini arayanlar, işte onlar haddi aşmış olanlardır.