<< Önceki -
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 | AYET 25 | 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40
- Sonraki >>
Bellerini kıracak bir felâketi bekler.
Kendilerinin, bel kemiklerini kıran bir felâkete uğratılacağını sezeceklerdir.
(Böyle kararmış yüzler, başlarına gelecek felâketle) bel kemiklerinin kırılacağını anlar.
Kendisinin belkemiginin kirilacagini sanir.
Bel kemiğinin kırılacağını anlar.
Bel kemiklerini kıran bir felakete uğratılacaklarını anlarlar.
Kendilerinin, bel kemiklerini kıran bir felâkete uğratılacağını sezeceklerdir.
Kendisinin belkemiğinin kırılacağını sanır.
Anlar ki kendilerine bel kıran yapılır
kendilerine bel kıran belalı bir iş yapılacağını anlar.
Kendisine, beli büken işlerin yapılacağını anlamaktadır.
Anlar ki kendisine bel kemiklerini kıracak çok belâ (lı bir iş) yapılacak.
Bel kırıcı bir belaya uğrayacakları kaygısını taşırlar.
Belkemiğinin kırılacağını anlar.
çatırdatan bir felaketin başlarına gelmek üzere olduğunu bilerek.
(25-26) Sanır ki, ona arka kemiklerini kıracak bir muamele yapılacaktır. Hayır hayır... Vaktâ ki (can) boyun halkasının kemiklerine kavuşur.
Kendisine, beli büken işlerin yapılacağını anlamaktadır.
Kendisine bel kemiklerini kıran (belâ)nın yapılacağını anlar.
Bellerini bükecek bir felakete uğrayacağını anlayacak.
<< Önceki -
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 | AYET 25 | 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40
- Sonraki >>