A. GÖLPINARLI :
Ve bir okuyup üfleyen yok mu denince.
ADEM UĞUR :
Tedavi edebilecek kimdir? denir.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
(Yanında bulunanlar tarafından) denilir ki: “- (Bunu) tedavi edecek bir doktor kim var?”
BEKİR SADAK :
(26-27) Dikkat edin; can bogaza gelip koprucuk kemiklerine dayandigi zaman: «Care bulan yok mudur?» denir.
CELAL YILDIRIM :
Okuyup üfleyecek bir kimse yok mudur? denilecek.
DİYANET :
(26-30) Hayır, can boğaza dayandığı, “Kimdir (bunu) iyi edecek?” dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir.
DİYANET VAKFI :
«Tedavi edebilecek kimdir?» denir.
DİYANET İSLERİ :
Dikkat edin; can boğaza gelip köprücük kemiklerine dayandığı zaman: "Çare bulan yok mudur?" denir.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Ve denilir: kim var bir okuyacak?
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
ve: «Okuyacak kim var?» denilir
GÜLTEKİN ONAN :
"Son müdahaleyi yapacak kim" denir.
H. BASRİ ÇANTAY :
«Tedâvî edebilecek kim?» denildi (denilecek).
FİZİLAL :
Bu hastayı iyileştirecek biri yok mu? diye sorarlar.
İBNİ KESİR :
Çare bulacak kim? denir.
MUHAMMET ESED :
ve insanlar: "(onu kurtaracak) bir hekim yok mu?" diye sorarlar;
Ö NASUHİ BİLMEN :
Ve denilmiş olur ki: «Tedavi edebilecek kim var?»
TEFHİMÜL KURAN :
«Son müdahaleyi yapacak kim» denir.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Ve (başında bulunanlar tarafından): "Kim afsun yapar acaba? denir,