Ve küllen nekussu aleyke mir embair rusüli ma nüsebbitü bihı füadek e caeke fı hazihil hakku ve emv´ızatü ve zikra lil mü´minın
Ve kullen nakussu aleyke min enbâir rusuli mâ nusebbitu bihî fuâdek(fuâdeke) ve câeke fî hâzihil hakku ve mev’ızatun ve zikrâ lil muminîn(muminîne).
A. GÖLPINARLI :
Peygamberlere âit haberlerin hepsinden, gönlünü yatıştıracak olanlarını, sana hikâye ediyoruz ve bu kıssalarda, sana gerçek haberler, inananlara da öğüt ve ibret var.
ADEM UĞUR :
Peygamberlerin haberlerinden senin kalbini (tatmin ve) teskin edeceğimiz her haberi sana anlatıyoruz. Bunda sana gerçeğin bilgisi, müminlere de bir öğüt ve bir uyarı gelmiştir.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Peygamberlerin haberlerinden kalbini kuvvetle tatmin edeceğimiz her haberi, sana hâdise olarak anlatıyoruz. Bu sûrede de sana hak, müminlere bir öğüt ve bir ihtar geldi.
BEKİR SADAK :
Peygamberlerin baslarindan gecenlerden, sana anlattigimiz her sey, senin gonlunu pekistirmemizi saglar; sana bu belgelerle gercek; inanananlara da ogut ve hatirlatma gelmistir.
CELAL YILDIRIM :
(İşte ey Muhammed !) Gelip gecen peygamberlerin olup biten bu haberlerinden senin kalbini yatıştırıp pekiştirecek kadarını sana anlattık. Bu sûrede de sana hak; mü´minlere öğüt ve (düşünüp gerçeği daha iyi kavrayabilmeleri için) hatırlatma gelmiştir.
DİYANET :
(Ey Muhammed!) Peygamberlerin haberlerinden, kendileriyle senin kalbini pekiştirdiğimiz her bir haberi sana aktarıyoruz. Bunlarda, sana hak, mü’minlere de bir öğüt ve hatırlatma gelmiştir.
DİYANET VAKFI :
Peygamberlerin haberlerinden senin kalbini (tatmin ve) teskin edeceğimiz her haberi sana anlatıyoruz. Bunda sana gerçeğin bilgisi, müminlere de bir öğüt ve bir uyarı gelmiştir.
DİYANET İSLERİ :
Peygamberlerin başlarından geçenlerden, sana anlattığımız her şey, senin gönlünü pekiştirmemizi sağlar; sana bu belgelerle gerçek; inananlara da öğüt ve hatırlatma gelmiştir.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Peygamberlerin haberlerinden kalbini tesbit edeceğimiz her türlüsünü sana kıssa olarak anlatıyoruz, bu sûrede de sana hak ve mü´minlere bir mev´ıza ve tezkir geldi
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Peygamberlerin haberlerinden kalbini kuvvetlendireceğimiz her türlüsünü sana anlatıyoruz. Bu surede de sana gerçek, mü´minlere bir öğüt ve uyarı geldi.
GÜLTEKİN ONAN :
Sana elçilerin haberlerinden yüreğini (fuadek) sağlamlaştıracak doğru haberler aktarıyoruz. Bunda sana hak ve müminlere bir öğüt ve uyarı gelmiştir.
H. BASRİ ÇANTAY :
Peygamberlerin haberlerinden — onunla kalbini (tatmin ve) tesbîit edeceğimiz — her çeşidini sana kıssa olarak anlatıyoruz. Bunda, (bu sûre ile) de sana hak ve mü´minlere bir öğüd ve bir muhtıra gelmişdir.
FİZİLAL :
Sana anlattığımız, önceki peygamberlerin hayatına ilişkin her olay, gönlünü ferahlatmayı ve azmini pekiştirmeyi amaçlıyor. Bu hikâyeler sana gerçeği ilettikleri gibi mü´minler için de öğüt ve hatırlatma niteliğindedirler.
İBNİ KESİR :
Peygamberlerin haberlerinden hepsini senin kalbini bunlarla pekiştirmek için sana anlatıyoruz. Bununla sana hak, mü´minlere de öğüt ve nasihat geldi.
MUHAMMET ESED :
Ve böylece, elçilerin haberlerinden senin yüreğini güçlendirecek her şeyi sana anlatıyoruz. Öyle ki, bu kıssalarla hak ulaşıyor sana ve ayrıca müminlere de bir öğüt, bir hatırlatma.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Peygamberlerin bütün haberlerinden kendisiyle kalbini tesbit edeceğimiz olanlarını sana hikaye ediyoruz. Ve bunda sana hak ve mü´minler için bir öğüt ve bir muhtıra gelmiştir.
TEFHİMÜL KURAN :
Sana peygamberlerin haberlerinden -kalbini kendisiyle sağlamlaştıracak- doğru haberler aktarıyoruz. Bunda da sana hak ve mü´minlere bir öğüt ve uyarı gelmiştir.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Peygamberlerin haberlerinden, senin kalbini sağlamlaştıracak her şeyi sana anlatıyoruz. Bunda da sana hak ve inananlar için bir öğüt ve ibret gelmiştir.
ŞABAN PİRİŞ :
Bizim sana her bir peygamberin haberini anlatmamız senin kalbini sağlamlaştırmak içindir. Bu konuda sana gerçek olan, güzel öğüt ve uyarı gelmiştir.