11- HUD SURESI  40. Ayet ve Mealleri
<< Önceki - 1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39   | AYET 40 |   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71   72   73   74   75   76   77   78   79   80   81   82   83   84   85   86   87   88   89   90   91   92   93   94   95   96   97   98   99   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109   110   111   112   113   114   115   116   117   118   119   120   121   122   123   - Sonraki >>
11-Hud Suresi 40. AYET VE MEALLERİ - 11/40
  • حَتَّىٰ إِذَا جَاءَ أَمْرُنَا وَفَارَ التَّنُّورُ قُلْنَا احْمِلْ فِيهَا مِنْ كُلٍّ زَوْجَيْنِ اثْنَيْنِ وَأَهْلَكَ إِلَّا مَنْ سَبَقَ عَلَيْهِ الْقَوْلُ وَمَنْ آمَنَ ۚ وَمَا آمَنَ مَعَهُ إِلَّا قَلِيلٌ -40
  • Hatta iza cae emruna ve farat tennuru kulnahmil fıha min küllin zevceynisneyni ve ehleke illa men sebeka aleyhil kavlü ve men amen ve ma amene meahu illa kalıl
  • Hattâ izâ câe emrunâ ve fâret tennûru kulnâhmil fîhâ min kullin zevceynisneyni ve ehleke illâ men sebeka aleyhil kavlu ve men âmen(âmene), ve mâ âmene meahû illâ kalîl(kalîlun).
  • A. GÖLPINARLI :
    Sonucu emrimiz gelip tandırın altından su kaynamaya başlayınca her mahlûktan birer çifti ve helâki taktîr edilenden başka âilenden olanları ve inananları gemiye yükle dedik; zâten maiyetinde bulunan inanmış kişiler de pek azdı.
  • ADEM UĞUR :
    Nihayet emrimiz gelip de sular coşup yükselmeye başlayınca Nuh´a dedik ki: "(Canlı çeşitlerinin) her birinden iki eş ile -(boğulacağına dair) aleyhinde söz geçmiş olanlar dışında- aileni ve iman edenleri gemiye yükle!" Zaten onunla beraber pek azı iman etmişti.
  • ALİ FIKRİ YAVUZ :
    Nihayet helâk etme emrimiz geldiği ve fırından su taşıp fışkırdığı (yahut geminin kazanı kaynadığı) vakit Nûh’a şöyle dedik: “-Faydalanılan hayvanların her cinsinden erkek ve dişi olmak üzere ikişer tane çift ve üzerlerine boğulma emri takdir edilenler müstena, aile halkınla bir de iman edenleri gemiye yükle.” Zaten beraberinde iman edenler pek azdı.
  • BEKİR SADAK :
    Buyrugumuz gelip tandirdan sular kaynamaga baslayinca, «Her cinsten birer cifti ve aleyhine hukum verilmis olanin disinda kalan coluk cocugunu ve inananlari gemiye bindir» dedik. Pek az kimse onunla beraber inanmisti.
  • CELAL YILDIRIM :
    Sonunda emrimiz gelip tennur kaynamaya başlayınca (Nuh´a) dedik ki: «Her (hayvanın) dişi ve erkeğinden ikişer taneyi ve aleyhinde (ilâhi) hüküm geçmiş olanlar dışında aileni ve imân edenleri gemiye yüklet (bindir)!» Ne var ki, beraberinde imân edenler pek az kimseler idi.
  • DİYANET :
    Nihayet emrimiz gelip, tandır kaynamaya başlayınca (sular coşup taşınca) Nûh’a dedik ki: “Her cins canlıdan (erkekli dişili) birer çift, bir de kendileri hakkında daha önce hüküm verilmiş olanlar dışındaki âilen ile iman edenleri ona yükle.” Ama, onunla beraber sadece pek az kimse iman etmişti.
  • DİYANET VAKFI :
    Nihayet emrimiz gelip de sular coşup yükselmeye başlayınca Nuh´a dedik ki: «(Canlı çeşitlerinin) her birinden birer çift ile -(boğulacağına dair) aleyhinde söz geçmiş olanlar dışında- aileni ve iman edenleri gemiye yükle!» Zaten onunla beraber pek azı iman etmişti.
  • DİYANET İSLERİ :
    Buyruğumuz gelip tandırdan sular kaynamağa başlayınca, "Her cinsten birer çifti ve aleyhine hüküm verilmiş olanın dışında kalan çoluk çocuğunu ve inananları gemiye bindir" dedik. Pek az kimse onunla beraber inanmıştı.
  • ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
    Nihayet emrimiz geldiği ve tennur feveran ettiği vakıt dedik ki: yükle içine her birinden ikişer çift, ve aleyhinde huküm sebketmiş olandan maada ehlini ve iyman edenleri, maamafih pek azından maadası beraberinde iyman etmemişti, dedi
  • ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
    Nihayet emrimiz gelip de tennür (geminin kazanı) kaynayınca Nuh´a: «Her birinden ikişer çift alıp aleyhinde hüküm geçmiş olanların dışında aileni ve iman edenleri gemiye yükle!» dedik. Zaten onunla birlikte pek azı dışında kimse iman etmemişti.
  • GÜLTEKİN ONAN :
    Sonunda buyruğumuz geldiğinde ve tandır feveran ettiği zaman dedik ki: "Her birinden ikişer çift (hayvan) ile aleyhlerinde söz geçmiş olanlar dışında ehlini (aileni) ve inananları ona bindir." Zaten onunla birlikte çok azından başkası inanmamıştı.
  • H. BASRİ ÇANTAY :
    Nihayet emrimiz gelib de fırın kaynadığı zaman (Nuha) dedik ki: «Her birinden (her bir neviden erkek ve dişi) ikişer çift ile — aleyhinde söz geçmiş (helakleri takdîr edilmiş) olanlar müstesna — aileni ve îman edenleri içine yükle». Zâten onun maiyyetindeki az kimselerden başkası da îman etmemişdi.
  • FİZİLAL :
    Nihayet emrimiz gelip tandır kaynamaya (her taraftan sular fışkırmaya) başlayınca Nuh´a «Her canlı türünün birer çiftini, boğulacağına ilişkin hükmümüzün kesinleştiği kimse dışında kalan aile bireylerini ve mü´minleri gemiye bindir» dedik. Zaten O´na az sayıda kişi inanmıştı.
  • İBNİ KESİR :
    Nihayet buyruğumuz gelip sular kaynamaya başlayınca: Her cinsten birer çifti ve hakkında hüküm verilmiş olanın dışında kalan çoluk çocuğunu ve inananları gemiye al, dedik. Zaten onunla beraber pek az kimse inanmıştı.
  • MUHAMMET ESED :
    (Bu böylece devam etti) ta ki, hükmümüz vaki olup da yeryüzünde sular taşkınlar halinde kaynayıp coşuncaya kadar. (Nuh´a): "Her cins (hayvandan) birer çift ve haklarında hüküm verilmiş olanları değil, yalnız aileni ve imana erişenleri gemiye bindir!" dedik, çünkü o´nun inancını paylaşanlar zaten küçük bir topluluktu.
  • Ö NASUHİ BİLMEN :
    Nihâyet emrimiz geldiği ve tennur kaynadığı vakit dedi ki: «Onun içine herbirinden ikişer çift ve aleyhine hüküm sabketmiş olandan maada ehlini ve imân etmiş olanları yükle.» Ve maamafih pek azından başkası onunla beraber imân etmemişti.
  • TEFHİMÜL KURAN :
    Sonunda emrimiz geldiğinde ve tandır feveran ettiği zaman, dedik ki: «Her birinden ikişer çift (hayvan) ile aleyhlerinde söz geçmiş olanlar dışında, aileni ve iman edenleri ona yükle.» Zaten onunla birlikte çok azından başkası iman etmemişti.
  • SÜLEYMAN ATEŞ :
    Nihâyet emrimiz gelip de tandır kaynayınca (iş ciddileşip sular kaynamağa başlayınca, Nûh´a) dedik ki: "Her şeyden ikişer çifti ve aleyhlerinde hüküm verdiklerimiz hâric olmak üzere âileni ve inananları gemiye yükle!" Zaten onunla beraber inanan pek azdı.
  • ŞABAN PİRİŞ :
    Sonunda emrimiz gelip, yerden sular kaynamağa başlayınca: -Her şeyden ikişer çift aleyhlerinde hüküm verilmiş olan dışında aileni ve iman edenleri ona bindir, dedik. Zaten onun yanında iman etmiş olan kimseler çok azdı.

  • << Önceki -  1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39   | AYET 40 |   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71   72   73   74   75   76   77   78   79   80   81   82   83   84   85   86   87   88   89   90   91   92   93   94   95   96   97   98   99   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109   110   111   112   113   114   115   116   117   118   119   120   121   122   123   - Sonraki >>

    KUR'AN-I KERİM SURELERİNİ ALFABE SΙRASΙNA GÖRE SΙRALA

    A B C D E F G H İ K L M N R S Ş T V Y Z

    KUR'AN-I KERİM MEALLERİ

    Copyright © kuranmeali.name.tr, 2019-2021