Men amile saliham min zekerin ev ünsa ve hüve mü´minün fe le nuhyiyennehu hayaten tayyibeh ve la necziyennehüm ecrahüm bi ahseni ma kanu ya´melun
Men amile sâlihan min zekerin ev unsâ ve huve mu’minun fe le nuhyiyennehu hayâten tayyibeh(tayyibeten), ve le necziyennehum ecrehum bi ahseni mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).
A. GÖLPINARLI :
Erkek olsun, kadın olsun, inanarak iyi işlerde bulunanı tertemiz bir yaşayışa mazhar ederiz ve mükâfâtını, yaptığı en güzel işlere karşılık olarak mutlaka vereceğiz.
ADEM UĞUR :
Erkek veya kadın, mümin olarak kim iyi amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve mükâfatlarını, elbette yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Erkekten ve dişiden, mümin olduğu halde, kim iyi amel işlerse, muhakkak onu güzel bir hayat ile yaşatacağız ve işlemekte oldukları amellerin daha güzeliyle mükâfatlarını elbette vereceğiz.
BEKİR SADAK :
Kadin, erkek, inanmis olarak kim iyi is islerse, ona hos bir hayat yasatacagiz. Ecirlerini yaptiklarindan daha guzeli ile odeyecegiz.
CELAL YILDIRIM :
Erkek veya kadınlardan kim —mü´min olduğu halde— güzel yararlı amelde bulunursa, mutlaka biz ona hoş bir hayat yaşatırız ve mükâfatlarını da işlediklerinin daha güzeliyle karşılayıp değerlendiririz.
DİYANET :
Erkek veya kadın, kim mü’min olarak iyi iş işlerse, elbette ona hoş bir hayat yaşatacağız ve onların mükâfatlarını yapmakta olduklarının en güzeli ile vereceğiz.
DİYANET VAKFI :
Erkek veya kadın, mümin olarak kim iyi amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız. Ve mükâfatlarını, elbette yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz.
DİYANET İSLERİ :
Kadın, erkek, inanmış olarak kim iyi iş işlerse, ona hoş bir hayat yaşatacağız. Ecirlerini yaptıklarından daha güzeli ile ödeyeceğiz.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Erkekten dişiden her kim mü´min olarak iyi bir amel işlerse muhakkak ona hoş bir hayat yaşatacağız ve yapmakta oldukları amellerin daha güzelile ecirlerini muhakkak vereceğiz
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Erkekten, dişiden her kim mümin olarak iyi bir iş yaparsa, muhakkak ona hoş bir hayat yaşatacağız ve yapmakta oldukları işlerin daha güzeli ile mükafatlarını mutlaka vereceğiz.
GÜLTEKİN ONAN :
Erkek olsun, kadın olsun, (bir) inançlı olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz.
H. BASRİ ÇANTAY :
Gerek erkekden, gerek kadından kim, o mü´min olarak, iyi amel (ve hareket) de bulunursa hiç şübhesiz onu (dünyâda) çok güzel bir hayat ile yaşatırız ve (o gibilere) her halde yapageldiklerinin daha güzeliyle ecir veririz.
FİZİLAL :
İman etmiş olan hangi erkek ya da kadın, eğer iyi amel işlerse, ona dünyada mutlu bir hayat yaşatırız, böylelerini ahirette de yaptıkları iyiliklerin en güzel karşılığı ile ödüllendiririz.
İBNİ KESİR :
Kadın olsun, erkek olsun; her kim, inanmış olarak iyi amel işlerse; ona hoş bir hayat yaşatacağız. Mükafatlarını yaptıklarından daha güzeli ile ödeyeceğiz.
MUHAMMET ESED :
Erkek ya da kadın, inanmış olması yanında bir de dürüst ve erdemli davranan kimseye hiç şüphesiz arı duru, hoş bir hayat tattıracağız; ve yine şüphesiz böylelerini, yapageldikleri en güzel şey neyse ona göre ödüllendireceğiz.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Erkekten veya kadından her kim mü´min olduğu halde bir sâlih amelde bulunursa, elbette onu temiz bir hayat ile yaşatırız ve onları yapar oldukları amellerin daha güzeliyle muhakkak ki, mükâfaata erdireceğiz.
TEFHİMÜL KURAN :
Erkek olsun, kadın olsun, bir mü´min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Erkek ve kadından her kim inanmış olarak iyi bir iş yaparsa, onu (dünyâda) hoş bir hayâtla yaşatırız, onların ücretini yaptıklarının en güzeliyle veririz.
ŞABAN PİRİŞ :
Erkek ve kadınlardan her kim mümin olarak doğru olanı yaparsa, ona güzel bir hayat yaşatırız, ve onları yaptıklarının en iyisi ile ödüllendiririz.