ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Karabet sahibine de hakkını ver, miskîne de, yolda kalmışa da, bununla beraber saçıp savurma
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Akrabaya hakkını ver; yoksula, yolda kalmış olana da; bununla beraber saçıp savurma!
GÜLTEKİN ONAN :
Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp savurma.
H. BASRİ ÇANTAY :
Hısıma, yoksula, yolda kalmışa hak (lar) ını ver. (Malını) israf ile saçıb savurma.
FİZİLAL :
Akrabalarına, yoksula ve yarı yolda kalan yolcuya hakkını ver. Fakat savurganca davranma.
İBNİ KESİR :
Yakınlara hakkını ver. Miskine, yolcuya da. Ama saçıp savurma.
MUHAMMET ESED :
Ve (ey insanoğlu,) yakın(ların)a hak(lar)ını ver; düşküne de, yolda kalmışa da; ama sakın (elindekini) anlamsız, amaçsız bir biçimde saçıp savurma.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Ve karabet sahibine hakkını ver, düşküne de, parasız kalmış yolcuya da (ver). Ve saçıp savurma.
TEFHİMÜL KURAN :
Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp savurma.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Akrabâya, yoksula ve yolcuya hakkını ver, fakat saçıp savurma.
ŞABAN PİRİŞ :
(26-27) Akrabaya, düşküne ve yolda kalmışa hakkını ver. Fakat, saçıp savurma! Çünkü saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı pek nankördür.