Ünzur keyfe darabu lekel emsale fe dallu fela yestetfy´une sebıla
Unzur keyfe darabû lekel emsâle fe dallû fe lâ yestetîûne sebîlâ(sebîlen).
A. GÖLPINARLI :
Bak da gör, sana nasıl örnekler getirip de saptılar ve artık bir yol bulmaya güçleri yetmeyecek onların.
ADEM UĞUR :
Baksana; senin için ne türlü benzetmeler yaptılar! Bu yüzden, (öyle bir) saptılar ki, artık (doğru) yolu bulamayacaklardır.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Bak, seni nelere nisbet ettiler (şairdir, sahirdir, mecnundur dediler) de nasıl dalâlete düştüler! Artık hak yolu bulmağa güçleri yetmez.
BEKİR SADAK :
Sana nasil misaller verdiklerine bir bak! Bu yuzden sapmislardir, artik bir yol da bulamamaktadirlar.
CELAL YILDIRIM :
Dikkat et, sana nasıl da misâller veriyorlar da bu yüzden sapıttılar ; artık bir yol da bulamıyacaklar.
DİYANET :
Bak, senin için ne türlü benzetmeler yaptılar da saptılar. Artık (doğru) yolu bulamazlar.
DİYANET VAKFI :
Baksana; senin için ne türlü benzetmeler yaptılar! Bu yüzden, (öyle bir) saptılar ki, artık (doğru) yolu bulamayacaklardır.
DİYANET İSLERİ :
Sana nasıl misaller verdiklerine bir bak! Bu yüzden sapmışlardır, artık bir yol da bulamamaktadırlar.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Bak seni nelere kıyas ettiler de nasıl dalâlete düştüler, onun için bir yol bulmağa tab-ü tüvanları yok
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Bak seni nelerle mukayese ettiler de nasıl sapıklığa düştüler, onun için bir yol bulmaya da güçleri yok.
GÜLTEKİN ONAN :
Sana nasıl örnekler vererek saptıklarına bir bak, artık onların bir yola güçleri yetmemektedir.
H. BASRİ ÇANTAY :
Bak, sana nasıl misâller getirib sapdılar. Artık onlar bir yol (bulmıy) a güc yetiremiyeceklerdir.
FİZİLAL :
Senin hakkında nasıl benzetmeler, ne tür yakıştırmalar yaptıklarına baksana! Sapıttılar, bir türlü doğru yolu bulamıyorlar.
İBNİ KESİR :
Bak, sana nasıl misaller veriyorlar. Bunun için dalalete düşmüşlerdir. Ve bir daha yol bulamamaktadırlar.
MUHAMMET ESED :
Seni benzettikleri şeye bak (ey Peygamber!) Bir kere yoldan çıkmış bunlar ve bu yüzden (hakka çıkan) bir yol da bulacak durumda değiller artık!
Ö NASUHİ BİLMEN :
Bak senin için nasıl misaller irad ettiler, artık onlar sapıtmış oldular, artık onlar doğru bir yola (gitmeğe) güç yetiremezler.
TEFHİMÜL KURAN :
Sana nasıl örnekler vererek saptıklarına bir bak, artık onların bir yola güçleri yetmemektedir.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Bak, nasıl misaller verdiler (seni şâ´ire, büyücüye, kâhine ve mecnuna benzettiler) de şaştılar. Artık bir daha yolu bulamazlar.
ŞABAN PİRİŞ :
Sana nasıl örnek verdiklerine bir bak! Bu sebeple onlar sapıtmışlardır. Artık yol da bulamazlar.