Ve terakna ba´dahüm yevmeiziy yemucü fı ba´dıv ve nüfiha fis suri fe cema´nahüm cem´a
Ve teraknâ ba’dahum yevmeizin yemûcu fî ba’dın ve nufiha fis sûri fe cema’nâhum cem’â(cem’an).
A. GÖLPINARLI :
O gün deniz gibi dalgalanır, dalga dalga birbirlerine karışır onlar ve sûr üfürülür de onların hepsini toplarız.
ADEM UĞUR :
O gün (kıyamet gününde bakarsın ki) biz onları, birbirine çarparak çalkalanır bir halde bırakmışızdır; Sûr´a da üfürülmüş, böylece onları bütünüyle bir araya getirmişizdir.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
(Ye’cüc ve Me’cüc’un veya pek kalabalık insanların çıkacağı) o gün, onları, birbiri içinde dalgalanır hale bırakmışızdır; Sûr’a üfürülmüştür. Artık hepsini hesap için toplamışızdır.
BEKİR SADAK :
Biz o gun onlari birakiriz, dalgalar halinde birbirlerine girerler. Sura uflenince hepsini bir araya toplariz.
CELAL YILDIRIM :
O gün onları bırakırız da dalgalanır halde kaynaşırlar. Sûr´a üflenince onları hep biraraya getiririz.
DİYANET :
O gün biz onları bırakırız, dalga dalga birbirlerine karışırlar. Sonra sûra üfürülür de onları toptan bir araya getiririz.
DİYANET VAKFI :
O gün (kıyamet gününde bakarsın ki) biz onları, birbirine çarparak çalkalanır bir halde bırakmışızdır; Sûr´a da üfürülmüş, böylece onları bütünüyle bir araya getirmişizdir.
DİYANET İSLERİ :
Biz o gün onları bırakırız, dalgalar halinde birbirlerine girerler. Sura üflenince hepsini bir araya toplarız.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Ve o gün onları bırakıvermişizdir, bir kısmı diğerinin içinde dalgalanıyorlar, Sura da üfürülmüştür, artık hepsini toplamış da toplamışızdır
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Ve o gün Biz onları, birbirlerinin içinde dalgalanır bir durumda bırakıvermişizdir Sura da üfürülmüştür, artık hepsini toplamış da toplamışızdır.
GÜLTEKİN ONAN :
Biz o gün, bir kısmını bir kısmı içinde dalgalanırcasına bırakıvermişiz. Sura da üfürülmüştür, artık onların tümünü bir arada toparlamışız.
H. BASRİ ÇANTAY :
O gün biz onları birbiri içinde dalgalanır bir halde bırakmışızdır (bırakacağız. Artık) «Şuur» da üfürülmüşdür (üfürülecekdir.) Bu suretle hepsini (mahşerde) derleyip toparlamışızdır (toplayacağız).
FİZİLAL :
O gün biz insan yığınlarını önce dalgalanmaya bırakırız. Sonra Sur´a üflenince hepsini biraraya toplarız.
İBNİ KESİR :
O gün; Biz, onları bırakırız, dalgalar halinde birbirlerine girerler. Sur´a üflenince hepsini bir araya toplarız.
MUHAMMET ESED :
O gün onları bırakırız, dalga dalga yürüyüp birbirlerine karışsınlar; ve sura üflenir: Böylece hepsini bir araya toplarız.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Ve o gün (Yecüc ile Mecüc´ün çıktıkları zaman) Onların bazılarını bazısı içinde dalgalanır (muztarip) bir halde bırakmışızdır ve sura üfürülmüştür, artık onların hepsini toptan toplamışızdır.
TEFHİMÜL KURAN :
Biz o gün, bir kısmını bir kısmı içinde dalgalanırcasına bırakıvermişiz. Sur´a da üfürülmüştür, artık onların tümünü bir arada toparlamışız.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Biz o gün (Ye´cûc ve Me´cûc´u) bırakmışızdır: Birbiri içinde dalgalanır(lar). Sûr´a da üflenmiştir ve onları hep bir araya toplamışızdır.
ŞABAN PİRİŞ :
Günü gelince biz onları bırakırız. Dalgalar halinde birbirlerine girerler. Sur’a üflendiği zaman da hepsini bir araya toplarız.