Fe kulnezheba ilel kavmillezıne kezzebu bi ayatina fe demmernahüm tedmıra
Fe kulnazhebâ ilel kavmillezîne kezzebû bi âyâtinâ, fe demmernâhum tedmîrâ(tedmîren).
A. GÖLPINARLI :
Derken delillerimizi yalanlayan topluluğa gidin dedik, sonucu, onları tamâmıyla helâk ettik.
ADEM UĞUR :
Ayetlerimizi yalan sayan kavme gidin dedik. Sonunda, (yola gelmediklerinden) onları yerle bir ediverdik.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
“-Haydi âyetlerimizi yalanlıyan o kavme (Firavun’a ve kavmine) gidin.” dedik, (onlarda gittiler, tebliğ ettiler; fakat tekzip edildiler) nihayet onları, (Firavun ve kavmini) tamamen (boğarak) helâk ettik.
BEKİR SADAK :
«Ayetlerimizi yalanlayan millete gidin» dedik. Sonunda o milleti yerle bir ettik.
CELAL YILDIRIM :
Onlara, âyetlerimizi yalanlayan millete gidin, dedik. (O millet buna rağmen yalanlama ve inkârdan vazgeçmeyince) çok geçmeden onları fena halde yok ettik.
DİYANET :
Onlara, “Âyetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin” dedik. Nihayet o kavmi yerle bir ettik.
DİYANET VAKFI :
«Âyetlerimizi yalan sayan kavme gidin» dedik. Sonunda, (yola gelmediklerinden) onları yerle bir ediverdik.
DİYANET İSLERİ :
"Ayetlerimizi yalanlayan millete gidin" dedik. Sonunda o milleti yerle bir ettik.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Haydi âyetlerimizi tekzib eden o kavme gidiniz, dedik, binnetice o kavmi tedmir ederek helâk ettik
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Haydi ayetlerimizi yalan diyen o kavme gidin! dedik; sonunda o kavmi yerle bir ederek helak ettik.
GÜLTEKİN ONAN :
Böylece onlara: "Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin" dedik; sonunda onları (Firavun ve çevresini) kökünden darmadağın ettik.
H. BASRİ ÇANTAY :
«(Haydi) âyetlerimizi yalan sayan o kavme gidin» dedik, neticede onları tam bir helak ile imhaa etdik (edeceğiz).
FİZİLAL :
Onlara «Ayetlerimizi yalanlayan soydaşlarınızı uyarmaya gidin» dedik. Sonra o toplumu kökten yokettik.
İBNİ KESİR :
Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin, dedik. Neticede o kavmi yerle bir ettik.
MUHAMMET ESED :
ve onlara: "Siz ikiniz mesajlarımızı yalanlayan (şu toplumu uyarmay)a gidin!" dedik. Ama sonunda, o (günahkar toplumun) insanlarını kırıp geçirdik.
Ö NASUHİ BİLMEN :
O vakit dedik ki: «Bizim âyetlerimizi tekzîp etmiş olan kavme gidin.» Sonra o kavmi tam bir helâk ile helâk ediverdik.
TEFHİMÜL KURAN :
Böylece onlara: «Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin» dedik; sonunda onları (Firavun ve çevresini) kökünden darmadağın ettik.
SÜLEYMAN ATEŞ :
"Âyetlerimizi yalanlayan kavme gidin," dedik. (Onlara gittiler. Onlar, kendilerine gelen bu elçilerimizi kabul etmeyince biz) de onları yıkıp yok ettik.
ŞABAN PİRİŞ :
Onlara: -Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin, demiştik; sonra da o kavmi yerle bir etmiştik.