A. GÖLPINARLI :
Gerçekten de orası, karâr edilecek ne kötü yerdir, durulacak ne kötü yurt.
ADEM UĞUR :
Orası cidden ne kötü bir yerleşme ve ikamet yeridir!
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Doğrusu o, ne kötü bir karargâh, ne kötü makamdır!”
BEKİR SADAK :
(65-66) Onlar, «Rabbimiz! Bizden cehennem azabini uzaklastir; dogrusu onun azabi surekli ve acidir. Orasi suphesiz kotu bir yer ve kotu bir duraktir» derler.
CELAL YILDIRIM :
Şüphesiz ki orası kötü bir karargâh ve fena bir eyleşim yeridir.
DİYANET :
“Şüphesiz, ne kötü bir durak ve ne kötü bir konaktır orası.”
DİYANET VAKFI :
Orası cidden ne kötü bir yerleşme ve ikamet yeridir!
DİYANET İSLERİ :
Onlar, "Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır; doğrusu onun azabı sürekli ve acıdır. Orası şüphesiz kötü bir yer ve kötü bir duraktır" derler.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Filhakıka o ne kötü makarr, ne kötü makam
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Gerçekten o ne kötü durulacak bir yer; ne kötü bir ikametgah!» derler.
GÜLTEKİN ONAN :
"Şüphesiz o, ne kötü bir karargah ve ne kötü bir konaklama yeridir."
H. BASRİ ÇANTAY :
«Hakıykat o, ne kötü bir karargâh ve ikaametgâhdır».
FİZİLAL :
Orası ne fena bir konut ve ne fena bir barınaktır.
İBNİ KESİR :
Muhakkak ki o, ne kötü bir karargah ve konaklama yeridir.
MUHAMMET ESED :
gerçekten, o ne kötü bir yer, o ne kötü bir durak!"
Ö NASUHİ BİLMEN :
Filhakika o (cehennem) pek kötü bir karargâh, bir ikametgâhtır.
TEFHİMÜL KURAN :
«Şüphesiz o, ne kötü bir karargâh ve ne kötü bir konaklama yeridir.»
SÜLEYMAN ATEŞ :
"Orası ne kötü bir karargâh ve ne kötü bir makâmdır!"
ŞABAN PİRİŞ :
Orası ne kötü bir karargah ve konaklama yeridir.