Ellezıne kanet a´yünühüm fı ğıtain an zikrı ve kanu la yestetıy´une sem´a
Ellezîne kânet a’yunuhum fî gıtâin an zikrî ve kânû lâ yestetîûne sem’â(sem’an).
A. GÖLPINARLI :
Onların delillerimi görüp beni anmak husûsunda gözleri perdelenmişti ve Kur´ân´ı dinlemeye tahammülleri yoktu onların.
ADEM UĞUR :
Ve, gözleri beni görmeye kapalı bulunan, kulak vermeye de tahammül edemez olan kâfirleri o gün cehennemle yüz yüze getirmişizdir.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Onlar, kâfirlerdir ki, gözleri beni hatırlatan âyetlerimden bir perde içinde idi ve (kelâmımı) işitmeğe de tahammül edemiyorlardı.
BEKİR SADAK :
(100-10) 1 Gozleri bizim ogudumuze karsi kapali olan ve ofkelerinden onu dinlemeye tahammul edemeyen kafirlere o gun cehennemi oyle bir gosteririrz ki! *
CELAL YILDIRIM :
(100-101) Beni anmak (öğüdümü kabullenmek) hususunda gözle/i perdeli olup (Kur´ân´ı) dinlemeye tahammülleri olmayan kâfirlere o gün Cehennem´i gösterip karşı karşıya getiririz.
DİYANET :
(100-101) O gün cehennemi; gözleri Zikr’ime (Kur’an’a) karşı perdeli olan ve onu dinleme zahmetine dahi katlanamayan kâfirlerin karşısına (bütün dehşetiyle) dikeriz!
DİYANET VAKFI :
(100-101) Ve, gözleri beni görmeye kapalı bulunan, kulak vermeye de tahammül edemez olan kâfirleri o gün cehennemle yüz yüze getirmişizdir.
DİYANET İSLERİ :
Gözleri bizim öğüdümüze karşı kapalı olan ve öfkelerinden onu dinlemeye tahammül edemeyen kafirlere o gün cehennemi öyle bir gösteririz ki!
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Onlar ki beni ıhtar eden âyetlerimden gözleri bir gıtâ içinde idi, işitmeğe de tehammül edemiyorlardı
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Onlar ki, gözleri, Beni hatırlatan ayetlerin karşısında bir örtü içindeydi, işitmeye de tahammül edemiyorlardı.
GÜLTEKİN ONAN :
Ki onlar, beni zikretme (konusun)da gözleri bir perde içindeydi. (Kuran´ı) dinlemeye katlanamazlardı.
H. BASRİ ÇANTAY :
(100-101) Beni anmak (hakıykatı görmek) hususunda gözleri perdeli olan, (Kur´ânı) dinlemiye tahammül edemeyen kâfirlere o gün cehennemi öyle bir göstereceğiz ki!
FİZİLAL :
Dünyada onların gözlerini, bizi hatırlarına getirmelerini engelleyen bir perde örtmüştü ve kulakları da işitme yeteneğini yitirmişti.
İBNİ KESİR :
Onların gözleri Bizim öğüdümüze karşı kapalıdır ve öfkelerinden onu dinlemeye tahammül edemezler.
MUHAMMET ESED :
O inkarcılar ki, (gerçeğin sesini) işitmeye katlanamadıklarından ötürü gözlerine Beni hatırlatıcı şeylere karşı perde çekilmişti.
Ö NASUHİ BİLMEN :
(100-101) Ve o gün cehennemi kâfirler için bir gösterişle göstermişizdir. Onlar ki, gözleri benim zikrimden bir perdede idi ve işitmeğe de kâdir olmaz olmuşlardı.
TEFHİMÜL KURAN :
Ki onlar, beni zikretme (konusun)da gözleri bir perde içindeydi, (Kur´an´ı) dinlemeye katlanamazlardı.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Onlar ki beni anmağa karşı gözleri perde içinde idi ve (Kur´ân´ı) dinlemeğe tahammül edemezlerdi.
ŞABAN PİRİŞ :
Onların gözleri öğütlerime/uyarılarıma karşı örtülü ve kulakları da duymuyordu.