Em hasibte enne ashabel kehfi ver rakıymi kanu min ayatina aceba
Em hasibte enne ashâbel kehfi ver rakîmi kânû min âyâtinâ acabâ(acaben).
A. GÖLPINARLI :
Kehf ve Rakıym ashâbının ahvâlini, delillerimiz içinde şaşılacak bir delil mi sandın?
ADEM UĞUR :
(Resûlüm)! Yoksa sen, bizim âyetlerimizden (sadece) Kehf ve Rakîm sahiplerinin ibrete şâyan olduklarını mı sandın?
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Yoksa, (ey Rasûlüm), uzun zaman mağarada uykuda kalan Kehf ve Rakîm ashâbı, bizim mûcizelerimizden şaşılacak bir şey oldular mı sandın? (Kehf: Geniş mağaraya denir. Rakîm: uykuya dalanların köy adı ve köpeklerinin adıdır. Bir rivayette de uykuda kalanların adlarının yazılı bulunduğu kitabın ismidir).
BEKİR SADAK :
Yoksa sen Magara ve Kitap ehlini sasilacak ayetlerimizden mi zannettin?
CELAL YILDIRIM :
Yoksa sen mağara ve yazılı levha sahiplerini bizim şaşılacak âyetlerimizden mi sandın ?
DİYANET :
Yoksa sen, (sadece) Ashab-ı Kehf ve Ashab-ı Rakîm’i mi bizim ibret verici delillerimizden sandın?
DİYANET VAKFI :
(Resûlüm)! Yoksa sen, bizim âyetlerimizden Ashâb-ı Kehf ve Ashâb-ı Rakîm´in durumlarını şaşırtıcı mı buldun?
DİYANET İSLERİ :
Yoksa sen Mağara ve Kitap ehlini şaşılacak ayetlerimizden mi zannettin?
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Yoksa Eshab-ı Kehf ü Rakıym bizim âyâtımızdan bir acîbe oldular mı sandın?
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Yoksa sen Ashab-ı Kehf ve Rakim´ın, ayetlerimizden şaşılacak bir olay olduklarını mı sandın?
GÜLTEKİN ONAN :
Sen yoksa Kehf ve Rakim Ehlini bizim şaşılacak ayetlerimizden mi sandın?
H. BASRİ ÇANTAY :
(Habîbim) sen, bizim âyetlerimiz içinde (yalınız) Kehf ve Rakıym yaranının ibrete şayan olduklarını mı sandın? (öyle değil).
FİZİLAL :
Sen «Ashab-ı Kehf» ve «Ashab-ı Rakım» olayının, bizim şaşırtıcı mucizelerimizden biri olduğunu mu sanıyorsun?
İBNİ KESİR :
Yoksa; sen, mağara ve kitabe ehlini şaşılacak ayetlerimizden mi sandın?
MUHAMMET ESED :
(Bu dünya hayatı bir sınamadan ibaret olduğuna göre, imdi) sen Mağara İnsanlarını(n) ve (onların kendilerini) yazıtlara/kitabelere (adamalarının kıssasını)n, gerçekten, Bizim (öteki) mesajlarımızdan daha meraka değer bulunacağını mı düşünüyorsun?
Ö NASUHİ BİLMEN :
Yoksa sandın mı ki Ashâb-ı Kehf ile Rakım, bizim âyetlerimizden bir aceb şey olmuşlardır?
TEFHİMÜL KURAN :
Sen, yoksa Kehf ve Rakim Ehlini bizim şaşılacak ayetlerimizden mi sandın?
SÜLEYMAN ATEŞ :
Yoksa sen, sadece Kehf ve Rakim sâhiplerinin bizim şaşılacak âyetlerimizden olduklarını mı sandın? (onlardan başka çok daha acâip âyetlerimiz vardır. Arzı yeşertip sonra kurutmamız da şaşılacak âyetlerimizden değil midir?)
ŞABAN PİRİŞ :
Ashab-ı Kehf ve Rakim’i, şaşılacak ayetlerimizden mi zannettin sen?