Ve lemma caehüm rasulüm min ındillahi müsaddikul lima mealhüm nebeze ferıkum minellezıne utül kitab* kitabellahi verae zuhurihim ke ennehüm la ya´lemun
Ve lemmâ câehum resûlun min indillâhi musaddikun limâ meahum nebeze ferîkun minellezîne ûtûl kitâb(kitâbe), kitâballâhi verâe zuhûrihim ke ennehum lâ ya’lemûn(ya’lemûne).
A. GÖLPINARLI :
Allah tarafından onlarda bulunan kitabın doğruluğunu bildiren bir peygamber geldi mi kitap ehlinin bir kısmı, Allah´ın kitabını artlarına atarlar, sanki de bilmezler.
ADEM UĞUR :
Allah tarafından kendilerine, yanlarında bulunanı tasdik edici bir elçi gelince ehl-i kitaptan bir gurup, sanki Allah´ın kitabını bilmiyormuş gibi onu arkalarına atıp terkettiler.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Yahûdilere, kendileri ile olan Tevrat’ı tasdik edici, Allah tarafından bir peygamber geldiği zaman, kendilerine kitab verilenlerden bir topluluk, sanki onun Allah kitabı olduğunu bilmiyormuş gibi, Tevrat’ı arkalarına attılar ve ondan yüz çevirdiler.
BEKİR SADAK :
Ellerinde olani dogrulayan bir peygamber Allah katindan onlara gelince Kitab verilenlerden bir takimi, bilmiyorlarmis gibi, Allah´in Kitabi´ni arakalarina attilar.
CELAL YILDIRIM :
Onlara Allah katından yanlarındaki şeyi (Kitab´ı) tasdîk edici bir peygamber gelince, kendilerine kitab verilenlerden bir kısmı, sanki onu bilmiyorlarmış gibi. Allah´ın kitabını arkalarına attılar da.
DİYANET :
Onlara, Allah katından ellerinde bulunan Kitab’ı (Tevrat’ı) doğrulayıcı bir peygamber gelince, kendilerine kitap verilenlerden bir kısmı, sanki bilmiyorlarmış gibi Allah’ın Kitab’ını (Tevrat’ı) arkalarına attılar.
DİYANET VAKFI :
Allah tarafından kendilerine, yanlarında bulunanı tasdik edici bir elçi gelince ehl-i kitaptan bir gurup, sanki Allah´ın kitabını bilmiyormuş gibi onu arkalarına atıp terkettiler.
DİYANET İSLERİ :
Yanlarındakini doğrulayan bir Peygamber, Allah katından onlara gelince Kitap verilenlerden bir takımı, bilmiyorlarmış gibi, Allah'ın Kitabı'nı arkalarına attılar.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
hem Allah tarafından onlara beraberlerindekini tasdikleyici bir Peygamber gelince, eski kitab verilenlerden bir kısmı Allahın kitabını, omuzlarının arkasına attılar sanki bilmiyorlarmış gibi de
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Onlara Allah tarafından yanlarındaki kitabı doğrulayıcı bir peygamber gelince, daha önce kendilerine kitap verilenlerden bir kısmı, sanki gerçeği bilmiyorlarmış gibi Allah´ın kitabını arkalarına attılar.
GÜLTEKİN ONAN :
Ne zaman onlara Tanrı katından yanlarındakini doğrulayan bir elçi gelse, kitap verilenlerin bir bölümü (feriykun), sanki bilmiyorlarmış gibi Tanrı´nın kitabını arkalarına (keennehüm) attılar.
H. BASRİ ÇANTAY :
Onlara ne zaman Allah katından nezdlerindeki (Kitabı) tasdik edici (ve doğrultucu) bir peygamber geldiyse kendilerine Kitab verilen (o kimse) lerden bir güruh sanki onlar (hakıykati) bilmiyorlarmış gibi Allahın Kitabını sırtlarının arkasına atmış (ondan yüz çevirmişidir.
FİZİLAL :
Onlara Allah katından önlerindeki kitabı onaylayan bir peygamber gelince, kendilerine kitap verilenlerin bir grubu, Allah´ın kitabını hiç bilmiyorlarmış gibi onu arkalarına attılar.
İBNİ KESİR :
Onlara, ne zaman Allah tarafından yanlarındaki kitabı tasdik edici bir peygamber geldiyse, kendilerine kitab verilenlerden bir güruh, sanki bilmiyormuş gibi, Allah´ın kitabını arkalarına atıverdi.
MUHAMMET ESED :
Ve(şimdi bile), ne zaman Allah´tan onlara halen sahip oldukları hakikati tasdik eden bir elçi gelse, kendilerini önceki çağlarda vahyedilen kelama bağlı sayanlardan bazısı, (O´nun dediklerinin) farkında değillermiş gibi ilahi kelama sırtlarını dönerler.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Ve onlara Allah Teâlâ tarafından yanlarındaki kitabı musaddık olan bir resûl gelince o kendilerine kitap verilmiş olanlardan bir gürûh sanki bilmiyorlarmış gibi Allah´ın kitabını arkalarına atıverdiler.
TEFHİMÜL KURAN :
Ne zaman onlara Allah katından yanlarındakini doğrulayan bir peygamber gelse, kendilerine kitap verilenlerden bir takımı, sanki kendileri hiç bilmiyorlarmış gibi Allah´ın Kitabını arkalarına attılar...
SÜLEYMAN ATEŞ :
Allâh tarafından kendilerine, yanlarında bulunanı doğrulayıcı bir elçi gelince, Kitap verilmiş olanlardan bir grup, Allâh´ın Kitabını sanki bilmiyorlarmış gibi, sırtlarının arkasına attılar.
ŞABAN PİRİŞ :
Onlara ne zaman yanlarında olanı tasdik eden bir elçi gelse kendilerine kitap verilenlerden bir grup sanki Allah’ın kitabını bilmiyorlarmış gibi arkalarına atarlar.