E fetatmeune ey yü´minu leküm ve kad kane ferıkum minhüm yesmeune kelamellahi sümme yüharrifunehu mim ba´di ma akaluhü ve hüm ya´lemun
E fe tatmeûne en yu’minû lekum ve kad kâne ferîkun minhum yesmeûne kelâmallâhi summe yuharrifûnehu min ba’di mâ akalûhu ve hum ya’lemûn(ya’lemûne).
A. GÖLPINARLI :
Bunların, size inanıvereceklerini mi umuyor, buna mı tamah ediyorsunuz? İçlerinde bir bölük var ki Allah sözünü duyduktan, akılları o sözleri aldıktan sonra da bile bile değiştirirlerdi o sözleri.
ADEM UĞUR :
Şimdi (ey müminler!) onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa ki onlardan bir zümre, Allah´ın kelâmını işitirler de iyice anladıktan sonra, bile bile onu tahrif ederlerdi.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Ey müminler, Yahûdilerin size inanacaklarını umar mısınız? Halbuki onlardan bir zümre vardı ki, Allah’ın kelâmını (Tevratı) dinlerler ve duyarlardı da, hakkı anladıktan sonra, onu bile bile değiştirirlerdi.
BEKİR SADAK :
Size inanacaklarini umuyor musunuz? Oysa onlardan bir takimi Allah´in sozunu isitiyor, ona akillari yattiktan sonra, bile bile onu tahrif ediyorlardi.
CELAL YILDIRIM :
(Ey Peygamber ve mü´minler! Yahudilerin) size inanmalarını çok mu istiyorsunuz ? Halbuki onlardan bir topluluk Allah´ın Kelâmını (Tevrat´ı) dinlerler, ona akıl erdirdikten sonra onu bile bile tahrif ederlerdi.
DİYANET :
Şimdi, bunların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa içlerinden birtakımı, Allah’ın kelamını dinler, iyice anladıktan sonra, onu bile bile tahrif ederlerdi.
DİYANET VAKFI :
Şimdi (ey müminler!) onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa ki, onlardan bir zümre, Allah´ın kelâmını işitirler de iyice anladıktan sonra, bile bile onu tahrif ederlerdi.
DİYANET İSLERİ :
Size inanacaklarını umuyor musunuz? Oysa onlardan bir takımı Allah'ın sözünü işitiyor, ona akılları yattıktan sonra, bile bile onu tahrif ediyorlardı.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Şimdi bunların size iman edivereceklerini ümit mi ediyorsunuz? Halbuki bunlardan bir fırka vardı ki Allahın kelâmını işitirlerdi de akılları aldıktan sonra onu bile bile tahrif ederlerdi
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Şimdi bunların size iman edeceklerini ümit mi ediyorsunuz? Halbuki bunlardan bir zümre vardır ki, Allah´ın kelamını dinlerlerdi de akılları aldıktan sonra onu bile bile tahrif ederlerdi.
GÜLTEKİN ONAN :
Onların size inanacaklarını (güveneceklerini) umuyor musunuz? Oysa onların bir bölümü / zümresi (feriykun) Tanrı´nın sözünü (kelam) işitip (yesmeune) aklettikten sonra, bile bile / bilerek (yalemun) onu değiştirirlerdi (yuharrifunehu).
H. BASRİ ÇANTAY :
Artık (ey mü´minler) onların (Yahudilerin) size inanacaklarını umar mısınız? Hâlbuki onlardan (hahamlık eden) bir zümre vardır ki Allanın kelâmını (Tevrâtı) dinlerlerdi de akılları aldıkdan sonra onlar bunu bile bile tahrif (ve tağyir) ederlerdi.
FİZİLAL :
Şimdi siz onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa onlar arasında öyle bir grup var ki, Allah´ın kelâmını işitirler ve anlamına akılları yattıktan sonra, onu bile bile değiştirirlerdi.
İBNİ KESİR :
Onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Onlardan öyle bir zümre vardı ki, Allah´ın kelamını dinlerlerdi de akılları yattıktan sonra, bile bile bunu değiştirirlerdi.
MUHAMMET ESED :
Şimdi, onların tebliğ ettiğimiz şeye inanacaklarını bekliyor musunuz? Aksine, bir çoğu Allah´ın kelamını dinler ama onu anladıktan sonra bile bile çarpıtırlar.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Artık sizin için onların imân edip inanacaklarını ümit eder misiniz? Onlardan muhakkak bir gürûh vardır ki Allah´ın kelâmını işitirler de O´nu akılları ile anladıktan sonra tağyire kalkışırlar. Halbuki onlar bilirler.
TEFHİMÜL KURAN :
Siz (müslümanlar,) onların (Yahudilerin) size inanacaklarını umuyor musunuz? Oysa onlardan bir bölümü, Allah´ın sözünü işitiyor, (iyice algılayıp) akıl erdirdikten sonra, bile bile değiştiriyorlardı.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Şimdi (ey mü´minler) siz, bunların size inanmalarını mı umuyorsunuz? Oysa bunlardan bir grup vardı ki, Allâh´ın sözünü işitirlerdi de düşünüp akıl erdirdikten sonra, bile bile onu değiştirirlerdi.
ŞABAN PİRİŞ :
Size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa onlardan bir grup vardı ki Allah’ın sözünü işitirlerdi de düşünüp akıl erdirdikten sonra, bile bile onu bozarlardı.