Fettehazet min dunihim hıcaben fe erselna ileyha ruhana fe temessele leha beşaren seviyya
Fettehazet min dûnihim hicâben fe erselnâ ileyhâ rûhanâ fe temessele lehâ beşeren seviyyâ(seviyyen).
A. GÖLPINARLI :
Ve âilesiyle arasına bir perde germişti. Derken ona rûhumuzu göndermiştik de gözüne, âzası düzgün bir insan şeklinde görünmüştü.
ADEM UĞUR :
Meryem, onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken, biz ona ruhumuzu gönderdik de o, kendisine tastamam bir insan şeklinde göründü.
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Sonra ailesinin önlerinde bir perde kurmuştu. Nihayet ona ruhumuzu (Cebraîl’i) gönderdik de kendisine düzgün bir insan şeklinde göründü.
BEKİR SADAK :
Sonra, insanlardan gizlenmek icin bir perde germisti. Cebrail´i gondermistik de ona tam bir insan olarak gorunmustu.
CELAL YILDIRIM :
Sonra da onlardan taraf bir perde tutup germişti. Biz de ona ruhumuzu (Melek Cebrail´i) göndermiştik de O, ona endamlı, yakışıklı bir insan şeklinde temessül edip görünmüştü.
DİYANET :
(16-17) (Ey Muhammed!) Kitap’ta (Kur’an’da) Meryem’i de an. Hani ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmiş ve (kendini onlardan uzak tutmak için) onlarla arasında bir perde germişti. Biz, ona Cebrail’i göndermiştik de ona tam bir insan şeklinde görünmüştü.
DİYANET VAKFI :
Meryem, onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken, biz ona ruhumuzu gönderdik de o, kendisine tastamam bir insan şeklinde göründü.
DİYANET İSLERİ :
Sonra, insanlardan gizlenmek için bir perde germişti. Cebrail'i göndermiştik de ona tam bir insan olarak görünmüştü.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Onlardan öte bir perde çekti derken kendisine ruhumuzu gönderdik de düzgün bir beşer halinde ona temessül ediverdi
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Onlarla arasına bir perde çekti. Derken kendisine ruhumuzu (Cebrail´i) gönderdik de o, düzgün bir insan şeklinde ona göründü.
GÜLTEKİN ONAN :
Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmişti. Böylece ona ruhumuz (Cibril´i) göndermiştik, o da, düzgün bir beşer kılığında görünmüştü.
H. BASRİ ÇANTAY :
Sonra onların önünde bir perde edinmiş (çekmiş) di. Derken biz ona ruuhumuzu göndermişdik de o, kendisine hilkati tam bir beşer şeklinde görünmüşdü.
FİZİLAL :
Komşuları ile arasına bir perde germişti. Bu sırada ona ruhumuzu (Cebrail´i) gönderdik. O, ona normal bir erkek kılığında görünmüştü.
İBNİ KESİR :
Onlardan gizlenmek için de bir perde germişti. Derken, Biz de ona ruhumuzu göndermiştik de tam bir insan olarak görünmüştü ona.
MUHAMMET ESED :
kendini onlardan uzak tutuyordu; bu durumdayken kendisine vahiy meleğimizi gönderdik; (bu melek) ona eli yüzü düzgün bir beşer kılığında göründü.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Onların öte yanlarında (kendisine) bir perde edinmişti. Artık Biz de ona ruhumuzu (Cibrîl-i Emîn) gönderdik de onun için tam bir beşer sûretinde görünüvermişti.
TEFHİMÜL KURAN :
Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmişti. Böylece ona ruhumuz (Cibril´i) göndermiştik, o da, düzgün bir beşer kılığında görünmüştü.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Onlarla kendisi arasına bir perde çekmişti. Biz de ruhumuzu (Cebrâil´i) ona gönderdik. (O) ona düzgün bir insan şeklinde göründü.
ŞABAN PİRİŞ :
Kendisini onlardan gizlemek için bir de perde çekmişti. O’na ruhumuzu göndermiştik. O da tam bir insan sûretinde görünmüştü ona.