A. GÖLPINARLI :
Sonra da onu yavaş yavaş, gizlice kendimize çekip aldık.
ADEM UĞUR :
Sonra onu (uzayan gölgeyi) yavaş yavaş kendimize çektik (kısalttık).
ALİ FIKRİ YAVUZ :
Sonra (gölge yer yüzüne yayılıp da güneş doğmaya başlayınca) biz, bu gölgeyi azar azar bize doğru (dilediğimiz yere) alırız.
BEKİR SADAK :
(45-46) Rabbinin golgeyi nasil uzattigini gormez misin? Isteseydi onu durdururdu. Sonra Biz gunesi, ona delil kilip yavas yavas Kendimize cekmisizdir.
CELAL YILDIRIM :
Sonra da onu tutup kendimize doğru azar azar çekip (kısaltmaktayız).
DİYANET :
Sonra onu kendimize yavaş yavaş çektik.
DİYANET VAKFI :
Sonra onu (uzayan gölgeyi) yavaş yavaş kendimize çektik (kısalttık).
DİYANET İSLERİ :
Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmez misin? İsteseydi onu durdururdu. Sonra Biz güneşi, ona delil kılıp yavaş yavaş kendimize çekmişizdir.
ELMALILI M. HAMDİ (ORJİNAL):
Sonra nasıl tutıp onu azar azar kendimize almaktayız?
ELMALILI M. HAMDİ (SADE.) :
Sonra da tutup onu azar azar nasıl kendimize almaktayız.
GÜLTEKİN ONAN :
Sonra da onu tutup kendimize ağır ağır çekmişizdir.
H. BASRİ ÇANTAY :
Sonra onu (uzanan o gölgeyi nasıl) azar azar alıb kendimize çekdik.
FİZİLAL :
Sonra onu yavaş yavaş kısaltarak kendimize çektik.
İBNİ KESİR :
Sonra onu yavaş yavaş kendimize çekmişizdir.
MUHAMMET ESED :
ve sonra da onu yavaş yavaş Kendimize çekmekteyiz.
Ö NASUHİ BİLMEN :
Sonra onu (o gölgeyi) azar azar kendimize (dilediğimiz cihete) çekip almışızdır.
TEFHİMÜL KURAN :
Sonra da onu tutup kendimize ağır ağır çekmişizdir.
SÜLEYMAN ATEŞ :
Sonra (güneş yükseldikçe) gölgeyi yavaş yavaş çekip aldık.
ŞABAN PİRİŞ :
Sonra, onu kendimize doğru yavaş yavaş çektik.